News-1

Gündem

Siyonist İsrail Suriye’de Gazze'den Büyük Alanı İşgal Etti!

Siyonist İsrail, Suriye'deki otorite boşluğunu fırsata çevirerek, sinsi işgalini genişletmeye çalışıyor. Suriye’nin Golan Tepeleri’yle sınırlı kalmayan işgal güçleri, Şam’a 20 kilometre mesafeye kadar ilerledi ve yüzlerce kilometrekarelik Suriye toprağını işgal etti. Son olarak stratejik Yarmuk Nehri’ni de işgal eden İsrail, Gazze'den daha büyük bir alanı Suriye'de işgal etti.

Eklenme: 19.12.2024 17:08:18 | Güncelleme: 19.12.2024 17:09:40
Bu Haberi
Paylaş

Siyonist İsrail, Suriye'deki kaosu fırsata çevirerek askeri işgalini genişletti. Golan Tepeleri’ni işgal altında tutan İsrail, son operasyonlarıyla Suriye'de 440 kilometrekareden fazla toprağı işgal etti. Bu alan, Malta ve Maldivler gibi ülkelerden daha büyük bir bölgenin işgal edildiği anlamına geliyor. 

Son operasyonlarda işgalci İsrail güçleri, stratejik öneme sahip Tel Hadar’a kadar ilerledi. Şam'a sadece 20 kilometre mesafedeki bu nokta, İsrail’in en derin askeri ilerleyişi olarak değerlendiriliyor. İşgal güçleri, “terör unsurlarını engelleme” bahanesiyle askeri üsleri, radar sistemlerini ve su kaynaklarını hedef almaya devam ediyor. Suriye’nin, Esed rejiminden kalan askeri kapasitesinin %80’ini imha eden Siyonistler, stratejik Yarmuk Nehri’ni de işgal ederek kontrol altına aldı. İsrail’in ayrıca bölgedeki su kaynaklarına doğru işgali sürdürdükleri gözlemlendi. Böylelikle suyun kontrolünü de ele alma planlarını sürdürüyorlar. 

SİYONİST GENİŞLEME PLANLARI

Tüm bu gelişmeler devam ederken, geçtiğimiz günlerde Siyonist İsrail Parlamentosu Knesset, Golan Tepeleri’ndeki yerleşimci sayısını artırmayı öngören “Demografik Gelişim Planı”nı onayladı. Plan kapsamında, Golan Tepeleri ve çevresine yeni Yahudi yerleşimleri inşa edilecek. Bu girişim, uluslararası hukuku açıkça ihlal ederken, İsrail’in kalıcı işgal hedeflerini göz önüne seriyor. 

LÜBNAN ÇEVRELENİYOR!

İşgalci güçlerin Suriye'de bulunan  Şeyh Dağı'nı (Hermon Dağı) işgal etmesinin ardından bölgeye ulaşan işgalci yerleşimciler Suriye'de ele geçirdikleri yerlere çadırdan yerleşim birimleri kurduğu görüldü. Açtıkları pankartta ise "Lübnan Bizimdir" yazıyordu. 

Pankartta ayrıca işgalci İsrail'i temsil eden Davut Yıldızı'nın içine bir sedir ağacı (Lübnan'ın sembolü) yerleştirilmiş. Bu ifade, Siyonist İsrail'in genişlemeci ve "Arz-ı Mev’ud" (Vaat Edilmiş Topraklar) inancı ve ideolojisiyle örtüşen bir iddiasını temsil ediyor.

Suriye'deki İsrail işgalinin stratejik noktalar üzerinden ilerlemesi Lübnan'ın etrafının çevrelendiği ve yalnızlaştırılarak işgal edilmek istendiği iddialarını güçlendiriyor. 

Siyonist İsrail'in amacının, Hizbullah'ın İran ile olan bağının kesilmesi ve Gazze'yi tamamen kontrol altına almak olduğu ifade ediliyor. 

İsrail Suriye'de işgalini genişletirken, Siyonist Netanyahu İsrail'in işgal ettiği Şeyh Dağı'na (Hermon Dağı) gitti.  

İsrail birliklerinin Suriye'de işgal ettiği tampon bölgeyi yakın gelecekte tamamen işgal edeceğini söyleyen Netanyahu, başka bir anlaşma sağlanana kadar İsrail'in Suriye sınırındaki stratejik Şeyh Dağı bölgesinde kalmaya devam edeceğini ifade etti. 

SİYONİZMİN HEDEFİ: ARZ-I MEV'UD

Siyonizmin "Arz-ı Mev’ud" planı, Nil’den Fırat’a kadar geniş bir Yahudi devleti kurmayı hedefliyor. Suriye’nin iç savaşla zayıflatılması ve işgalci İsrail’in askeri ilerleyişi, bu tarihsel hedefle doğrudan örtüşüyor. Bölgedeki karışıklık ve uluslararası güçlerin kayıtsızlığı, İsrail’in stratejik yayılmacılığını süreç boyunca hızlandıran ana unsur oldu. 

Uluslararası hukuk uzmanları, İsrail’in Suriye’deki işgalini “açık bir savaş suçu” olarak nitelendiriyor. İşgalci İsrail, Birleşmiş Milletler’in cılız uyarıları, Batılı ülkelerin sessizliği sayesinde işgal politikalarını sürdürüyor. Suriye'de yaşanan otorite boşluğunu sinsice fırsata çeviren Siyonistler, Ortadoğu'daki güç dengelerini yeniden şekillendirmeye çalışıyor. 

İsrail’in Suriye’deki işgalleri, bölgesel barışı tehdit eden ciddi bir güvenlik sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Siyonizmin "Arz-ı Mev’ud" hedefleri doğrultusunda yürütülen bu işgal süreci, İslam dünyasının siyasi birliğini ve bölgenin geleceğini doğrudan etkiliyor. Uluslararası toplumun destekleri ve İslam dünyasının sessizliği ise İsrail'in bölgedeki hedeflerini gün geçtikçe hızlandırıyor.