İsrail ve Hamas arasında bir ateşkes anlaşması ilan edildi, ancak yerinden edilmiş Filistinlilerin geriye dönebileceği bir yer var mı?
Eklenme: 20.01.2025 12:13:18 | Güncelleme: 22.01.2025 09:36:46İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik 15 aydır devam eden yıkıcı saldırıları, İsrail ile Filistinli grup Hamas arasında varılan mutabakatın ardından Pazar günü yürürlüğe giren ateşkesle sonuçlandı.
Üç aşamalı anlaşma geçici bir ateşkesi, İsrailli esirlerin ve Filistinli mahkumların serbest bırakılmasını ve Gazze'de pek çok ev yıkılmış olmasına rağmen yerlerinden edilmiş Filistinlilerin geri dönmesini içeriyor.
Ateşkese giden süreçte İsrail koalisyon hükümetinden istifa tehditleriyle süreci manipüle etmeye çalışan eski ulusal güvenlik bakanı Ben Gvir, istifa ederek koalisyon ortaklığından çekildi. İsrail genelinde halk arasında ateşkesi olumlu karşılayanlar ile sürecin yenilgiyi kabul etmek anlamına geldiğini savunanlar arasındaki gerginlik sürmeye devam ediyor. Direniş grubu Hamas’ın sözcüsü Ebu Ubeyde’nin açıklamaları, savaşın sosyal medya üzerinden psikolojik kazananının Filistinliler olduğunu ortaya koydu. İsrail iç siyasetinde koalisyon hükümetinin güven oyu yoklamasına ihtiyaç duyup duymayacağını, ya da kendisini feshedip etmeyeceğini zaman gösterecek.
Gazze halkı ve Filistinliler ateşkes sürecini başından itibaren olumlu ile karşılarken Hamas tarafından serbest bırakılan 3 İsrailli esire karşılık 90 Filistinlinin serbest bırakılması savaş uzmanları tarafından ezici bir üstünlük olarak yorumlanıyor.
Yaşanan tüm olumlu gelişmelere rağmen Gazze genelinde savaşın ağır bir bilançosu ile karşı karşıyayız. Haberimizde kısaca Gazze’nin geldiği son durumu gözler önüne sermeye çalıştık.
7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail en az 46.707 Filistinliyi öldürdü ve 110.265 Filistinliyi yaraladı. Bu sayı son 467 gün boyunca her gün ortalama 100 Filistinlinin öldürülmesi anlamına geliyor.
Gazze'nin tahmini nüfusu 2,3 milyon civarında ve bunun yarısını çocuklar oluşturuyor. Savaşın başlamasından bu yana bu nüfusta yüzde altı oranında bir azalma söz konusu oldu.
Geçtiğimiz 15 ay boyunca İsrail saldırıları Gazze'deki her 100 kişiden ikisini öldürdü ve beşini de yaraladı. Yaklaşık 11.160 kişi kayıp, yani Gazze'deki her 200 Filistinlinin birinden haber alınamıyor. Çoğunun 42 milyon tondan fazla molozun altında gömülü olduğu tahmin ediliyor. 100,000 Filistinli ise Gazze'yi terk etmiş durumda.
Her 10 Gazzeliden 9'u yerinden edilmiş durumda ve birçoğu savaşın başlamasından bu yana birden fazla kez yer değiştirmek zorunda kaldı.
ABD'li araştırmacılar Jamon Van Den Hoek ve Corey Scher tarafından yapılan analize göre, Gazze Şeridi'ndeki tüm binaların en az yüzde 60'ı yıkılmış durumda.
Gazze nüfusunun yaklaşık %90'ı yerinden edilmiş durumda ve bu, modern çatışmalar arasında en yüksek oranlardan biri olarak kayda geçti. Birçok kişi için mahalleleri tamamen yok edilmiş durumda; buna hastaneler ve eğitim tesisleri gibi temel hizmetler de dahil. Bu durumun yanı sıra, kanalizasyon sistemleri ve elektrik servisleri gibi hayati altyapılar da çökmüş durumda.
Bazı uzmanlar, Gazze'deki 42 milyon ton molozun kaldırılmasının en az on yıl süreceğini tahmin ediyor.
Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi’ne (OCHA) göre, 14 Ocak itibarıyla Gazze’deki 36 hastanenin yarısı kısmen işlevsel, okulların %88’i hasar görmüş ya da yok edilmiş, evlerin %92’si hasar görmüş ya da yok edilmiş, tarım arazilerinin %68’i ve yolların %68’i tahrip edildi.
İsrail, Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihindeki saldırısının ardından saatler içinde Gazze'ye hava saldırıları düzenlemeye başladı. İsrail, Gazze’nin kuzeyindeki Beit Hanun ve Cebaliye gibi yoğun nüfuslu bölgeler üzerinde yoğunlaşarak karadan işgale başladı.
Savaşın ilk ayında, tüm binaların %15’i hasar gördü veya yıkıldı. 10 Kasım itibarıyla Kuzey Gazze’deki binaların %34’ü ve Gazze Şehri’ndeki binaların %31’i hasar görmüş ya da yıkılmış durumdaydı.
Ocak 5 itibarıyla, yani Gazze’nin aralıksız bombalanmasının üç ayı geride bırakıldığında, Gazze’deki binaların neredeyse yarısı (%44) hasar görmüş ya da yıkılmış durumdaydı. Hasarın çoğu kuzeyde yoğunlaşmıştı; bu dönemde Kuzey Gazze ve Gazze Şehri’nin yaklaşık %70’i yok edilmişti.
Tıbbi tesisler İsrail’in hava saldırıları ve kara işgali sırasında saldırıya uğradı. Gazze Şehri’ndeki el-Şifa Hastanesi gibi hastaneler İsrail ordusu tarafından çevrelendi ve acil ilaç ve tedaviye ihtiyaç duyan insanlardan mahrum bırakıldı.
İsrail'in hava saldırılarının üzerinden on beş ay geçmiş olmasına rağmen Gazze’nin eski halinden eser kalmadı. Tüm binaların yaklaşık %60’ının hasar gördüğü veya yıkıldığı tahmin ediliyor. En çok etkilenen bölge ise binaların %74’ünün harap olduğu Gazze Şehri oldu.
Ağustos 2024 itibariyle Gazze'de okul çağındaki 625.000'den fazla çocuk bir yıl boyunca örgün eğitimden yoksun kaldı.
İsrail'in hava bombardımanlarının ardından Gazze'nin eğitim sistemi harabeye döndü. Ayakta kalan birçok okul, yerinden edilmiş aileler için derme çatma barınaklar olarak kullanılıyor ve bu da eğitim kurumları olarak işlev görme kabiliyetlerini daha da kısıtlıyor. Okulların yaklaşık yüzde 88'i, yani 564 okuldan 496'sı hasar görmüş ya da yıkılmıştır. OCHA'ya göre en az 503 eğitim personeli öldürüldü ve Gazze'deki tüm üniversite binaları yıkıldı.
Altyapısı, personeli ya da malzemeleri olmayan Gazze'nin eğitim sistemi fiilen çökmüş durumda ve bu da sistemin nasıl yeniden inşa edileceği ve yeniden işleyeceği sorusunu gündeme getiriyor.
Tüm mahalleler enkaza döndü, milyonlarca insan barınma ve hayatta kalmak için insani yardıma muhtaç hale geldi. Bu kitlesel yerinden edilme ve altyapının yok edilmesi, Gazze'nin yeniden inşasında karşılaştığı muazzam zorlukları vurgularken, halkın istikbali ve hayatlarının normale dönme ihtimali hakkındaki ciddi soruları gündeme getiriyor.
Konutların yaklaşık yüzde 92'si (436.000) ve ticari tesislerin yüzde 80'i yıkıldı ya da hasar gördü. Bunun da ötesinde, Gazze'deki her 10 Filistinliden dokuzu yerinden edilmiş durumda.
İnsancıl hukuk kapsamında açıkça korunmalarına rağmen defalarca saldırıya uğrayan ve temel malzemelerden yoksun bırakılan Gazze'deki hastaneler çöküşün eşiğinde.
Bu durum, Gazze’de hayati öneme sahip birçok hastanenin hizmet dışı kalmasına neden oldu. Hastanelerin yalnızca yarısı kısmen çalışabilir durumda ve Kuzey Gazze bölgesinde tamamen işlevsel olan sadece bir hastane bulunuyor.
Ocak ayında Gazze sağlık yetkilileri El Aksa, Nasır ve Avrupa hastanelerinin, İsrail'in tekrarlanan bombardımanı ve malzeme ablukası nedeniyle kapanma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirtiyor.
Ateşkesin ardından Gazze'deki hastanelerin yeniden faaliyete geçmesi, elektrik ve temiz suyun yeniden sağlanmasının hayati olduğu düşünüldüğünde muazzam bir çaba gerekli olduğu kaçınılmaz. Bazı şartlar dikkate alındığında hastanelerin tümüyle yeniden inşa edilmesi gerekirken, İsrail'in savaş sırasında kestiği temel tıbbi malzeme ve özel ekipmanların temin edilmesi de zorunlu olacaktır.
Tüm tarım arazilerinin yüzde 68'inin tahrip olduğu tahmin ediliyor. Uydu görüntüleri ekili alanların önemli ölçüde azaldığını ortaya koyarken, tarım arazilerinin dörtte üçünden fazlasının tahrip olduğu Gazze’nin Kuzeyi en fazla zarar gören bölge oldu.
Buna ek olarak, bölgedeki hayvanların büyük bir kısmı telef olurken sulama sistemleri ve diğer tarım ekipmanları tahrip edildi. Bu durum kurtarma çalışmalarını daha da güç zorlaştırdı. Araştırmalar toprağın öncelikle moloz ve patlamamış mühimmattan temizlenmesi ve ardından arındırma işlemine tabi tutulması gerektiği gösteriyor.
Gazze'deki tarım arazilerinin ihya edilmesi için uluslararası kuruluşlardan ciddi miktarda mali yardım alınması gerekiyor.
Ağustos 2024 tarihli UNOSAT verilerine göre Gazze'de yaklaşık 1.190 km (740 mil) yol tahrip olurken, 415 km (258 mil) ciddi şekilde ve 1.440 km (895 mil) orta derecede etkilendi. Bu, yerleşim bölgesindeki toplam yol ağının yaklaşık yüzde 65'ine tekabül etmektedir.