News-1

Afroasya Özel

Gazze Ateşkesi: Trump, Netanyahu'nun İktidarını Sona mı Erdirecek?

İç ve dış gelişmeler ışığında Netanyahu, koalisyonunu sürdürmekte zorlanabilir ve erken seçimlere gitmek zorunda kalabilir

Eklenme: 03.02.2025 17:03:22 | Güncelleme: 04.02.2025 10:00:42
Bu Haberi
Paylaş

Donald Trump'ın göreve başlaması arifesinde imzalanan Gazze ateşkes anlaşması, Trump yönetimi için bu anlaşmanın önceliğini ortaya koymuş oldu. Ancak anlaşma İsrail'de, özellikle aşırı sağ siyasetçiler arasında sert tartışmalara yol açmış durumda. Yerleşimler Bakanı Orit Strook, Gazze'nin uzun süreli işgal edilmesi çağrısında bulunurken, anlaşmayı "teröre ödül" olarak nitelendirdi. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in muhalefeti, anlaşmanın onayını geciktirdi. Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben Gvir ise anlaşmayı "teslimiyet" olarak görerek istifa etti.

Netanyahu, son dakikada Smotrich ile yaptığı bir toplantıda, İsrail'in Trump'ın desteğini sürdürmesi gerektiğini vurguladı ve "Trump ile ilişkimize zarar vermek kesinlikle yasaktır" açıklamasını yaptı. Netanyahu'nun pozisyonu, İsrail ordusunun görüşleriyle giderek daha fazla örtüşüyor. Yaşanan gelişmeler Gazze'de devam eden çatışmalarda daha fazla kayıp vermenin stratejik durumu iyileştirmediğini gösterirken, bu durumun özellikle artan İsrailli kayıplar nedeniyle kaçınılamaz olduğu ortaya çıktı.

Yaygın yayın organları incelendiğinde bu noktadaki kilit sonu şu şekilde ele alınabilir: ‘Netanyahu ülkesinin ulusal güvenlik çıkarlarını mı önceliklendirecek yoksa dini Siyonist hareket içinde önemli bir etkiye sahip olan Ben Gvir, Smotrich ve Strook'un tehditlerine boyun mu eğecek?’ Netanyahu, anlaşmayı aşamalı olarak yapılandırarak koalisyonunu stabilize etmeyi umuyor. Bu, İsrail'in Filadelfi ve Netzarim koridorları gibi stratejik alanlar üzerinde bir süre daha kontrolü elinde tutmasını sağlarken, askeri operasyonlar başlatma yeteneğini de koruyor.

Gazze'nin yönetimi veya savaş sonrası "ertesi gün" meselesi daha sonraki bir aşamaya ertelenecek. Ancak aşırı sağ siyasetçiler henüz ikna olmuş değil.

Değişen Dinamikler

Önümüzdeki günler, İsrail aşırı sağının Trump üzerine yaptığı kumarın ödüllendirilip ödüllendirilmeyeceğini veya Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünün, Filistin davasını ortadan kaldırma ve Batı Şeria'yı ilhak etme hayallerinin sonunun başlangıcı olup olmayacağını gösterecek. Bu blokun zengin Amerikalı destekçileri, Trump'ın yeniden seçilmesi için milyonlar bağışlarken aynı zamanda onun ilhakı destekleyeceğini umdu. Ancak Trump'ın yönetimi için İsrail yanlısı isimleri seçmesi, değişen bölgesel dinamikler karşısında tutumunu değiştirmesini engellemiyor.

Trump'ın seçilmesinin ardından İsrail Bizim Evimiz partisi lideri Avigdor Lieberman, Netanyahu'nun koalisyonunun kendi politikalarını Trump yönetiminin politikalarıyla uzlaştıramayacağını ve Netanyahu'nun iktidarı korumak için koalisyonuna karşı dönebileceğini ifade etti. Bu analiz, Suudi Arabistan ve İsrail arasında normalleşme sağlama gibi iki partili bir ABD önceliğine dayanıyor. Bu hamle, 2002 Arap Barış Girişimi'nde öngörüldüğü gibi bir Filistin devletinin kurulmasına bağlı.

Bu hareket tarzı sürdürülürse, Netanyahu'nun iktidar koalisyonunun sonunu getirecek ve aşırı sağın emellerini paramparça edecektir.

Smotrich daha şimdiden 2025 yılının Batı Şeria üzerinde İsrail'in “egemenliğini” dayatacağı, yani fiilen ilhak edeceği yıl olacağını ilan etti. Ancak normalleşme çabalarının galip gelmesi ve bir Filistin devletinin kurulmasının bölgesel gündemde öncelik kazanması halinde bu arzular engellenebilir.

İsrail sağının Trump'a olan güvenine rağmen, Trump'ın mevcut öncelikleri önceki döneminden farklılık gösteriyor. Bu durum, onun bakış açısındaki bir değişimden ziyade bölgesel ve uluslararası değişimlerden kaynaklanıyor. 

İsrail merkezli ve İran'a karşı oluşturulması planlanan İsrail-Arap askeri ittifakı fikri de zayıfladı. Bu azalan etki, İsrail'in iç krizleriyle birleştiğinde, daha önce Netanyahu'nun politikalarını eleştiren Trump'ın gündemini İsrail'in önceliklerine dayandırmak için çok az motivasyonu olduğunu ortaya koyuyor.

İç İstikrarsızlık

Netanyahu kariyerini kurtarmak için mücadele ederken, dini Siyonist partiler de bölünmelerle karşı karşıya. Yahudi Gücü partisi üyesi Almog Cohen, partisinin devlet bütçesi konusundaki tutumuna karşı çıktı ve Dini Siyonizm partisi içinde Smotrich liderliğine yönelik memnuniyetsizlik arttı.

Netanyahu’nun iç siyasi gelişmelere karşı tutumu, bu partilerin ultra-Ortodoks Haredi gruplarla olan koalisyonunun giderek daha istikrarsız hale geldiğinin farkında olduğunu gösteriyor. Shas partisinin iki üyesi, 7 Ekim 2023'teki başarısızlıkların resmi olarak soruşturulmasını talep etti. Bu, Netanyahu'nun en büyük korkularından biri.

İsrail ile Hamas arasında gelinen ateşkesin güncel durumu Filistinlileri daha çok memnun ettiği aşikar. Buna karşın Gazze direnişinde belirleyici olacak olan unsur İsrail’in bölgede benzeri kanlı savaş suçlarını sürdüremeyeceğini gösterir nitelikte. Trump’un kabinesi Gazze’de uygulanmaya çalışan etnik temizliğe rağmen İsrail içerisindeki ayrılıkçı görüşleri dindirmeye yetmiyor. Tüm bu gelişmeler Netanyahu’nun iktidarının uzun ömürlü olmayacağını gösterir nitelikte. Görüşüne göre Filistin’in varlığı yadsınamaz bir devlet statüsünde olduğu dünya basınında giderek daha çok dile getirilecek.