ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna savaşını bitirme hedefi ve NATO bütçesinde kesinti planları, Avrupa ülkelerini kendi güvenlik yapısını oluşturma konusunda harekete geçirdi.
Eklenme: 17.02.2025 17:35:23 | Güncelleme: 18.02.2025 09:32:23ABD Başkanı Donald Trump, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bitirme konusunda yeni bir diplomatik süreci başlatma niyetinde. Trump, bu kapsamda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suudi Arabistan'da bir görüşme gerçekleştirmeyi planlıyor. Görüşmelere ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve CIA Direktörü John Ratcliffe’in de katılması bekleniyor. Ancak dikkat çekici bir detay olarak Trump'ın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg bu kritik görüşmelerde yer almayacak. Bu durum, Ukrayna'nın masada dışlanabileceği yönündeki endişeleri artırıyor.
Trump yönetiminin NATO bütçesinde kesinti planları, Avrupa ülkelerini derin bir endişeye sürükledi. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, bu konuda Avrupa'nın kendi güvenlik sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini vurguladı. Almanya, Fransa ve Polonya gibi ülkeler, NATO'daki bütçe açığının doğurabileceği güvenlik zaafiyetlerini gidermek için alternatif finansman mekanizmaları arayışına girdi. Avrupa'nın, ABD'nin olası geri çekilmesine karşı ortak bir savunma bütçesi oluşturma fikri üzerinde çalıştığı belirtiliyor.
Avrupa Birliği (AB), NATO’dan bağımsız olarak bir 'Avrupa Savunma Birliği' kurma planını hızlandırdı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Paris’teki zirvede yaptığı açıklamada, Avrupa’nın güvenliğini sadece NATO’ya bağımlı bırakmanın risklerini vurguladı. Macron, “Avrupa'nın güvenliği için kendi savunma gücümüzü inşa etmek zorundayız” ifadelerini kullandı. Zirvede, Almanya, İtalya, İspanya ve Polonya liderlerinin de bu girişime destek verdiği öğrenildi.
AB ülkeleri, Rusya’nın Ukrayna’daki ilerleyişini durdurmak için yeni askeri destek paketleri hazırlıyor. NATO ve AB ortaklığında oluşturulan askeri eğitim programları hızlandırıldı. Özellikle Almanya, Leopard tankları ve mühimmat desteğini artırırken, Polonya sınır güvenliğini güçlendirmek için ek önlemler aldı. İngiltere ve Hollanda, Ukrayna askerlerinin eğitimini üstlenirken, İspanya ve İtalya insansız hava araçları ve lojistik destek sağlama konusunda taahhütte bulundu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan’daki görüşme öncesinde Avrupa'nın güvenlik planlarını sert bir dille eleştirdi. Putin, Avrupa’nın NATO dışında bir savunma gücü oluşturma çabalarını 'Rusya karşıtı bir provokasyon' olarak nitelendirdi. Kremlin'den yapılan açıklamada, Rusya’nın Avrupa’daki askeri hareketliliği yakından izlediği ve gerektiğinde karşı adımlar atacağı bildirildi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un çağrısıyla 17 Şubat Pazartesi günü Paris’te Avrupa liderleri acil bir zirvede bir araya geldi. Zirveye Almanya, İngiltere, İtalya, Polonya, İspanya, Hollanda ve Danimarka liderleri ile NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen katıldı. Zirvede, Ukrayna'nın güvenliği için Avrupa’nın ortak stratejisi, NATO’daki bütçe kesintileri ve Rusya’nın bölgedeki ilerleyişine karşı alınacak tedbirler ele alındı.
Polonya Dışişleri Bakanı Radosław Sikorski, zirvenin Avrupa’nın güvenlik konusunda birlik ve dayanışma içinde olduğunu göstermek için kritik önemde olduğunu belirtti. İngiltere Başbakanı Keir Starmer ise Avrupa’nın bu süreçte güvenliği için bir 'nesilde bir kez' karşılaşılabilecek bir dönemeçte olduğunu ifade ederek zirveye katıldı.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Suudi Arabistan'da gerçekleştireceği görüşmelere Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin davet edilmemesi, Kiev yönetiminde derin endişelere yol açtı. Zelenskyy, NBC'ye verdiği röportajda "Biz olmadan Ukrayna hakkında karar alınamaz. Kimse Putin ile biz olmadan anlaşma yapamaz" diyerek tepkisini ortaya koydu.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Münih Güvenlik Konferansı'nda Avrupa'nın müzakerelere ortak bir temsilci ile katılmasını önerdi. Stubb, AB ülkelerinin ortak çıkarlarını koruyacak bir diplomatik heyet oluşturulması gerektiğini vurguladı. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ise Paris'teki zirvede bu önerinin de masaya yatırıldığını belirtti.
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Avrupa'nın bu kritik dönemeçte birlik içinde hareket etmesi gerektiğini ifade etti ve ülkesinin barış gücü için asker göndermeye hazır olduğunu duyurdu. İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da, barış müzakerelerinin ilerlemesi durumunda ülkesinin de barış gücü misyonuna katkı sağlamayı değerlendireceğini açıkladı.
Trump’ın Avrupa’daki askeri varlığı azaltma planları, transatlantik ilişkilerde belirsizliğe yol açtı. NATO'nun doğu kanadında konuşlu birliklerin geri çekilme ihtimali, Baltık ülkelerinde güvenlik endişesini artırdı. Estonya, Letonya ve Litvanya, Avrupa Savunma Birliği’ne daha fazla katkı sağlamaya hazır olduklarını duyurdu.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada Avrupa’nın kendine ait bir ordu kurması gerektiğini vurguladı. “Artık Avrupa’nın kendi silahlı kuvvetlerini oluşturma vakti geldi” diyen Zelenskiy, savaşın seyrinin Avrupa’nın askeri bağımsızlığına bağlı olduğunu ifade etti. Zelenskiy, ABD'nin Avrupa’yı dışladığı barış görüşmelerine işaret ederek, Avrupa’nın birlik içinde ve bağımsız bir savunma gücüyle bu sürece dahil olması gerektiğini dile getirdi.
Avrupa'nın güvenlik politikalarında yaşanan bu gelişmeler, kıtanın savunma mimarisinde köklü bir değişim sürecine işaret ediyor. Uzmanlara göre, Avrupa kendi askeri kabiliyetlerini güçlendirmediği sürece küresel tehditlere karşı kırılgan kalmaya devam edecek. Paris'teki zirve, bu dönüşümün yol haritasını belirlemede önemli bir adım olacak. AB ülkeleri, hem NATO'ya destek vermeyi hem de bağımsız bir savunma gücü oluşturarak transatlantik ilişkilerde daha dengeli bir ortaklık kurmayı hedefliyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna savaşını sona erdirme girişimleri ve NATO bütçesindeki kesinti planları, Avrupa’yı savunma politikalarında köklü değişiklikler yapmaya zorluyor. AB, ortak bir savunma gücü oluşturma yolunda somut adımlar atarken, Rusya'nın olası hamleleri ve ABD'nin pozisyonu, kıtanın güvenlik mimarisinde belirleyici olmaya devam edecek. Paris’teki zirve, Avrupa'nın bu zorlu süreçte sergileyeceği dayanışmanın test edilmesine sahne oldu.