Kapak Görseli: Eski ABD Başkanı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken 15 Ocak 2025 tarihinde Beyaz Saray Cross Hall'da İsrail-Hamas ateşkesi ve esirlerin serbest bırakılması anlaşması hakkında konuşuyor

ABD merkezli insan hakları örgütü Democracy for the Arab World Now (Dawn), eski ABD Başkanı Joe Biden ve yönetimindeki üst düzey yetkililerin İsrail’in savaş suçlarına ve insanlığa karşı suçlarına ortaklık ettiği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (ICC) resmi başvuruda bulundu.

Dawn, Biden, eski Dışişleri Bakanı Antony Blinken, eski Savunma Bakanı Lloyd Austin ve diğer ABD yetkilileri hakkında resmi bir soruşturma başlatılması çağrısında bulundu.

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı tarafından kurulan Dawn, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da demokrasi ve insan haklarını desteklemek için çalışıyor. Aynı zamanda ABD’nin baskıcı ve antidemokratik hükümetlere verdiği desteğin sona erdirilmesi için mücadele ediyor.

Dawn Yönetim Kurulu üyesi ve savaş suçları uzmanı Reed Brody, şu ifadeleri kullandı:

"Joe Biden, Antony Blinken ve Lloyd Austin’in İsrail’in işlediği suçlara ortaklık ettiğine dair güçlü kanıtlar var."

"Filistinli hastanelere, okullara ve evlere düşen bombalar Amerikan bombalarıdır. Cinayet ve zulüm kampanyası Amerikan desteğiyle yürütülmüştür. ABD yetkilileri, İsrail’in ne yaptığını tam olarak biliyorlardı, ancak desteklerini asla durdurmadılar."

ABD VE İSRAİL, ROMA STATÜSÜ’NE TARAF DEĞİL. PEKİ NEDEN ICC’YE BAŞVURULDU?

Dawn’ın savunma direktörü Raed Jarrar, uluslararası bir yayın organına yaptığı açıklamada, ABD’nin İsrail’e silah akışını durdurmak için tüm yasal yolların tükendiğini belirtti:

"ABD'de mümkün olan her yolu denedik. Kongre üyeleriyle çalıştık, dava açtık, silah sevkiyatını durdurmak için kampanyalar yürüttük. Ancak hiçbir girişim sorumluluk almayı veya silah akışını durdurmayı sağlamadı. Geriye tek seçenek ICC’ye başvurmak kaldı."

Dawn ayrıca ICC’ye kayıtlı avukatlardan oluşan bir Avrupa hukuk ekibiyle anlaştıklarını duyurdu.

SUÇLAMA DOSYASININ DETAYLARI

172 sayfalık başvuruda, ABD’li yetkililerin İsrail’in savaş suçlarına ve insanlığa karşı suçlarına nasıl destek sağladığı ayrıntılı şekilde ele alındı.

Dawn’ın iddialarına göre ABD, İsrail’e:

• En az 17,9 milyar dolarlık silah transferi yaptı,
• İstihbarat sağladı ve hedef belirleme konusunda destek sundu,
• Diplomatik koruma sağladı,
• İsrail’in uluslararası hukuku ihlal ettiğini bildiği halde desteğini sürdürdü.

Dawn, başvurunun ICC Başsavcısı Karim Khan’ın Kasım 2023’te soruşturma için delil talep etmesine yanıt olarak sunulduğunu belirtti.

Örgüt, bu tür suçlara yardım ve yataklık etmenin uluslararası bir suç olduğunu ve ABD’de yargılanma ihtimali bulunmayan yetkililer için ICC’nin en uygun mahkeme olduğunu vurguladı.

ICC’YE SUNULAN YETKİLİLER LİSTESİ

Dawn, Roma Statüsü’nün 25. maddesi kapsamında Biden yönetiminin üst düzey isimlerinin yargılanmasını talep etti.

Soruşturulması istenen yetkililer arasında şu isimler yer alıyor:

• Jake Sullivan (Ulusal Güvenlik Danışmanı),
• Gina Raimondo (Ticaret Bakanı),
• Bonnie Jenkins (Silah Kontrolü ve Uluslararası Güvenlikten Sorumlu Müsteşar),
• Stanley L. Brown (Siyasi-Askeri İşlerden Sorumlu Vekil Bakan Yardımcısı),
• Amanda Dory (Savunma Politikaları Vekil Müsteşarı),
• Mike Miller (Savunma Güvenlik İşbirliği Ajansı Direktörü).

Dawn, Biden yönetiminin ABD yasalarını da ihlal ettiğini ve İsrail’e askeri yardımı durdurmaya yönelik talepleri göz ardı ettiğini belirtti.

"ABD hükümeti, BM yetkililerinin ve uluslararası kuruluşların uyarılarını dikkate almadı. Aynı zamanda, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’e silah satışının durdurulmasına yönelik emirlerini de yok saydı."

DAWN, BAŞVURUNUN TRUMP YÖNETİMİNE DE BİR UYARI OLMASINI İSTİYOR

Dawn, başvurusunu 19 Ocak’ta, Biden yönetiminin görev süresinin son günlerinde ICC’ye sundu. Ancak, başvurunun kamuoyuna duyurulması Trump yönetiminin geçiş sürecine denk gelmemesi için bekletildi.

Trump yönetimi daha önce ICC yetkililerine yaptırım uygulamıştı, ancak Dawn, başvurunun yeni yönetime bir "uyarı niteliğinde" olmasını umuyor.

Jarrar, konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Bu başvuru yalnızca Biden yönetimiyle ilgili değil. Trump yönetiminin de bunu okumasını ve bir uyarı olarak almasını umuyoruz. Aksi takdirde, onlar da hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalacaklar."

Kaynak: Middle East Eye