İsrail'in Mart 2025'te Gazze Şeridi'ne uyguladığı tam abluka, 2,3 milyon Filistinliyi temel yaşam kaynaklarından mahrum bırakarak ciddi bir insani krize yol açtı. Gıda, su, elektrik ve sağlık hizmetlerindeki eksiklikler, bölge halkının günlük yaşamını felç etti.
Eklenme: 10.04.2025 10:31:40 | Güncelleme: 10.04.2025 10:34:31Bu dosya, Gazze'deki insanların hayatta kalma mücadelesini ve karşılaştıkları zorlukları detaylı bir şekilde ele alıyor.
Abluka nedeniyle Gazze'de gıda stokları hızla tükendi. Acil yardım dağıtımları sona erdi, fırınlar kapandı ve market rafları boşaldı. Khan Younis'te yaşayan 64 yaşındaki Rehab Akhras, ailesinin son bir konserve fasulye ile nasıl hayatta kalmaya çalıştığını anlatıyor:
"13 kişilik bir aileyiz, bir konserve fasulye bizim için ne yapabilir? Savaşın bombalarından sağ çıktık ama açlıktan kurtulamayız, ne biz ne de çocuklarımız."
Nuseirat'ta ise yüzlerce Filistinli, açık hava aşevlerinde sıcak yemek kuyruğunda saatlerce bekliyor. Çocuklar, ailelerine bir kap sıcak yemek götürebilmek için kovalarını sallayarak umutla bekliyor.
İsrail'in abluka kapsamında su arıtma tesislerine yönelik kısıtlamaları, temiz suya erişimi neredeyse imkânsız hale getirdi. Gazze'de yaşayan aileler, su kuyruğunda saatlerce bekleyerek günlük ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Birçok aile, günde kişi başına sadece birkaç litre su ile yetinmek zorunda kalıyor.
Abluka nedeniyle yakıt tedariki kesildiğinden, Gazze'de elektrik kesintileri günlük yaşamın bir parçası haline geldi. Hastaneler, jeneratör yakıtı olmadan çalışamaz hale geldi; bu da sağlık hizmetlerinin aksamasına neden oldu. Evlerde ise elektrik günde sadece birkaç saat veriliyor, bu da temel ihtiyaçların karşılanmasını zorlaştırıyor. Gazze'de yaşayan bir sakin durumu şöyle özetliyor:
"Elektrik yok, su yok, hayat yok."
Gazze'deki sağlık sistemi, tıbbi malzeme eksikliği ve artan hasta sayısı nedeniyle çökme noktasına geldi. ABD'li damar cerrahı Shariq Sayeed, gönüllü olarak çalıştığı Gazze'deki deneyimlerini şöyle aktarıyor:
"Karşılaştığım yaralanmaların ölçeği ve ciddiyeti beni hazırlıksız yakaladı. Çoğu genç hastaydı ve ameliyatların büyük kısmı şarapnel yaralanmaları nedeniyle yapılıyordu."
Rafah'taki saldırılar sırasında, 73 yaşındaki böbrek hastası Souad Zohair, çalışır durumdaki tek diyaliz makinesine ulaşmak için tehlikeli bir yolculuk yapmak zorunda kaldı:
"Her seferinde ölümle burun buruna geliyoruz. Ama tedavi olmam lazım, başka çarem yok."
İsrail'in saldırıları sonucunda birçok okul yıkıldı veya hasar gördü. UNRWA, Kasım 2024'te yaptığı açıklamada, İsrail'in yeni yasaları nedeniyle ajansın çökmesi durumunda Gazze'deki bir neslin eğitim hakkını kaybedeceğini belirtti.
Eğitim eksikliği ve sürekli travma, çocukların psikolojik durumunu olumsuz etkiliyor. Gazze'de öğretmenlik yapan Israa Abu Mustafa, yıkıntılar arasında kurduğu sınıfla çocuklara eğitim vermeye çalışıyor:
"Bu çocuklar travma yaşadı. Onlara bir nebze de olsa normal bir hayat sunmak istiyorum."
Gazze'de hayatta kalma mücadelesi, sadece fiziksel ihtiyaçların karşılanması değil, aynı zamanda insan onurunun korunması anlamına geliyor. Uluslararası toplumun bu insani krize duyarsız kalmaması ve acil çözümler üretmesi gerekiyor.