Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Türkmenistan, Avrupa Birliği (AB) ile imzaladıkları ortaklık anlaşmasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılıklarını teyit ederek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) tanımayacaklarını ve Kıbrıs'ta Türk askerinin varlığını kınadıklarını bildirdi. Bu adım, Türkiye'nin Kıbrıs politikasına ciddi bir darbe olarak değerlendirildi.
Eklenme: 15.04.2025 12:12:54Özbekistan'ın Semerkant kentinde 4 Nisan 2025'te düzenlenen AB-Orta Asya Zirvesi'nde, Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) üyesi Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan ve gözlemci statüsündeki Türkmenistan, AB ile ortaklık anlaşması imzaladı. Bu anlaşmada, BMGK'nin 541 ve 550 sayılı kararlarına bağlılıklarını teyit eden bu ülkeler, KKTC ilanını 'hukuken geçersiz' olarak nitelendirdi ve Kıbrıs'ta Türk askerinin varlığını kınadı.
541 sayılı BMGK kararı, 1983'te KKTC'nin ilanını kınayarak, diğer devletlere sadece Kıbrıs Cumhuriyeti'ni tanımaları çağrısında bulunmuştu. 550 sayılı karar ise, Türkiye ile KKTC arasında büyükelçi atanmasını 'ayrılıkçı ve yasadışı bir eylem' olarak nitelendirerek, bu adımın geri alınmasını talep etmişti.
Anlaşma kapsamında AB, Orta Asya ülkelerine toplamda 12 milyar avroluk yatırım taahhüdünde bulundu. Bu yatırım paketi; kritik hammaddeler için 2,5 milyar avro, Orta Koridor'un geliştirilmesi için 3 milyar avro, çevresel projeler için 6,4 milyar avro ve dijital bağlantı hizmetleri için 100 milyon avro gibi kalemleri içeriyor.
Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan, bu anlaşmadan önce Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'ne büyükelçi atayarak diplomatik ilişkilerini resmileştirmişti. Bu adımlar, Türkiye'nin Kıbrıs politikasına ve KKTC'nin uluslararası alandaki tanınma çabalarına ciddi bir darbe olarak değerlendirildi.
Ankara, bu gelişmelere karşı resmi bir açıklama yapmazken, muhalefet partileri ve kamuoyu, Türkiye'nin dış politikasındaki bu sessizliği eleştiriyor. Uzmanlar, Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki diplomatik yalnızlığının derinleştiğini ve bu durumun, Türkiye'nin Orta Asya'daki etkisini zayıflatabileceğine işaret etti.
Bu gelişmeler, TDT'nin birlik ruhunu sarsarken, Türkiye'nin Kıbrıs politikasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği yönünde çağrılara neden oldu.