Gündemden düşen ama etkisi süren insani krizler, milyonlarca insanın yaşam hakkını tehdit etmeye devam ediyor. "Unutulan Krizler" serimizde, medyada yeterince yer bulamayan ancak büyük çapta acılara yol açan üç bölgeye odaklanıyoruz: Sudan, Yemen ve Etiyopya.
Eklenme: 21.04.2025 15:10:11 | Güncelleme: 21.04.2025 17:20:18“Unutulan Krizler” yazı dizimizin ilk durağı “Sudan” ile başlıyoruz.
2023 Nisan’ında Sudan Silahlı Kuvvetleri (SAF) ile Hızlı Destek Kuvvetleri (RSF) arasında patlak veren iç savaş, sivil yönetim geçişi sürecinde yaşanan yetki anlaşmazlıkları nedeniyle başladı. RSF'nin Sudan ordusuna entegre edilmesini reddetmesi, tarafların birbirine silah doğrultmasına yol açtı.
Başkent Hartum'dan başlayan çatışmalar, kısa sürede Darfur, Kordofan ve diğer bölgelere yayıldı. Bugün gelinen noktada, Birleşmiş Milletler verilerine göre 12 milyondan fazla insan yerinden edilmiş durumda. Bunların yaklaşık 8 milyonu ülke içinde çadır kamplarında yaşam savaşı verirken, 4 milyonu çevre ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Sudan’da 25 milyondan fazla kişi şu an yardıma muhtaç durumda. Savaş nedeniyle 20 binden fazla sivil hayatını kaybetti, sağlık altyapısı tamamen çöktü, yardım türleri ya savaşan taraflarca engelleniyor ya da ulaşamıyor.
Siviller için durum dramatik. Su kaynakları tahrip edilmiş, güvenli barınak eksikliği yaygın, okul ve hastane gibi temel altyapılar ya yıkılmış ya da kullanılamaz durumda. BM, savaşın devam etmesi halinde ülke genelinde açlığın kitlesel ölümlere neden olabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
Ulusal düzeyde, Sudan ordusu ve RSF'nin kontrol alanlarını artırma mücadelesi devam ederken; uluslararası düzeyde Mısır, BAE, Suudi Arabistan, Çin ve Rusya gibi aktörlerin ekonomik ve siyasi çıkarlarla çatışmaya dolaylı etkisi bulunuyor. Afrika Birliği ve İGAD gibi yapılar, barış görüşmeleri yürütse de sonuç alınamadı.
Oxford Üniversitesi'nden Prof. Alex de Waal bu savaşı, "yalnızca Sudan'ı değil, Afrika Boynuzu'ndaki tüm istikrarı tehdit eden bir çöküş" olarak tanımlıyor. Sudan, medyada unutulmuş olabilir; ancak milyonlarca insan için her gün biraz daha çaresiz hale gelen bir hayatta kalma süreci yaşanıyor.