İç savaşın gölgesinde geçen on yıl, Yemen’i sadece insani değil, jeopolitik bir felaketin merkezine taşıdı. Bölgesel rekabetlerin ve küresel hesapların kıskacındaki ülkede, en ağır bedeli sivil halk ödüyor.
Eklenme: 24.04.2025 12:05:43 | Güncelleme: 24.04.2025 18:06:39“Unutulan Krizler” yazı dizimizin bu sefer ki durağı 'Yemen' ile başlıyoruz. İç savaşın gölgesinde geçen on yıl, Yemen’i sadece insani değil, jeopolitik bir felaketin merkezine taşıdı.
Yemen’de kriz, 2014 yılında Husilerin başkent Sana’yı ele geçirmesiyle başladı. 2015'te Suudi Arabistan liderliğindeki koalisyonun devreye girmesiyle çatışmalar uluslararası boyut kazandı. Amaç, devrik hükümeti tekrar göreve getirmekti; fakat savaş, zamanla mezhepsel ayrılıkları, jeopolitik çıkarları ve silahlı grupların güç mücadelesini kapsayan karmaşık bir krize dönüştü.
Yemen’in kuzeyi Husilerin kontrolünde kalırken, güneyde hükümet yanlısı güçler ve ayrılıkçı milisler arasında zaman zaman çatışmalar yaşandı. Ülkenin doğusu ise El Kaide ve DEAŞ’ın etkili olduğu bir kaosa sürüklendi. Bu parçalanma, insani yardımların ulaştırılmasını zorlaştırdı. Suudi Arabistan’ın hava saldırıları ve Husilerin sivilleri hedef alan roketli saldırıları sonucunda on binlerce sivil hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler’e göre Yemen’de yaklaşık 21,7 milyon insan – yani ülke nüfusunun yüzde 66’sı – insani yardıma ihtiyaç duyuyor. Ülke çapında 2,2 milyon çocuk akut yetersiz beslenmeyle karşı karşıya. Temiz suya erişim neredeyse yok denecek kadar az; sağlık sistemleri çökmüş durumda. Kolera, difteri, dang humması gibi salgın hastalıklar yaygın.
Savaş nedeniyle okulların büyük bölümü yıkıldı veya askeri amaçlarla kullanılıyor. Eğitimden mahrum kalan çocuklar, silahlı gruplar tarafından savaşmaya zorlanıyor ya da zorla evlendiriliyor.
Suudi Arabistan ve BAE gibi Körfez ülkeleri, İran karşıtı blokta Yemen'de aktif rol oynarken, İran ise Husilere silah ve lojistik destek sağladı. ABD ve İngiltere, koalisyona askeri destek verirken, bu destekler zaman zaman sivillerin hedef alındığı saldırılarla eleştiri konusu oldu. BAE destekli Güney Geçiş Konseyi’nin ayrı bir devlet kurma hedefi ise Yemen’in gelecekteki bölünme riskini artırıyor.
Yemen’deki savaş sadece iç karışıklık olarak kalmadı. Kızıldeniz kıyısındaki stratejik limanlar, küresel ticaret rotaları için güvenlik tehdidine dönüştü. Husilerin tanker ve yük gemilerine saldırı tehditleri, Suudi Arabistan başta olmak üzere bölge ekonomilerini de tehdit etti. Yemen, Körfez bölgesindeki jeopolitik gerilimlerin merkezine yerleşti.