Gazze Şeridi’nde, gıda erişiminin neredeyse tamamen engellendiği bir ortamda, Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre 93 binden fazla çocuk yetersiz beslenme ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya. Gıda, temiz su ve temel tıbbi malzemelerin girişine izin verilmemesi, soykırımsal kuşatmayı derinleştiriyor.
Eklenme: 14.05.2025 17:00:26 | Güncelleme: 14.05.2025 17:18:10İsrail işgal rejiminin 7 Ekim 2023'ten bu yana yoğunlaştırdığı kuşatma ve saldırılar sonucunda Gazze’de yaşayan 1 milyonu aşkın çocuk, temel haklarından mahrum bırakıldı. BM'nin son açıklamalarına göre, bu çocuklardan en az 93 bini doğrudan ağır yetersiz beslenme riski altında. 5 yaş altı çocuklarda yaşanan büyüme geriliği ve kilo kaybı, kalıcı hasar tehlikesini beraberinde getiriyor.
İsrail işgal güçleri, Gazze'ye yönelik gıda, ilaç ve yakıt girişini sistematik biçimde engelliyor. Rafah ve Kerem Ebu Salim sınır kapıları ya tamamen kapalı tutuluyor ya da sembolik şekilde açık bırakılıyor. Yardım tırları aylarca bekletilirken, içeride bebekler mama bulamıyor, anneler su için sıraya giriyor. Dünya Gıda Programı (WFP), Gazze'nin kuzeyinde “tam açlık koşulları”nın oluştuğunu duyurdu.
Gazze’deki sağlık tesislerinin yüzde 80’i artık hizmet veremiyor. Açlıkla mücadele eden çocuklar, aynı zamanda enfeksiyon hastalıklarına, susuzluğa ve tedavi edilemeyen yaralanmalara karşı da savunmasız. En basit serumlar, antibiyotikler, hatta ağrı kesiciler bile yok. UNICEF, “her gün yüzlerce çocuğun hayati tehlike altında olduğunu” ve bu tablonun bir kıtlığa dönüşme riski taşıdığını belirtti.
Bu açık insanlık suçuna karşı Batılı devletlerin sessizliği dikkat çekiyor. ABD, İngiltere ve Almanya gibi ülkeler İsrail’e silah ve siyasi destek vermeye devam ederken, BM kararları görmezden geliniyor. Uluslararası yardım kuruluşlarının girişimleri ya engelleniyor ya da etkisiz bırakılıyor. Gazze'deki çocukların çığlıklarına cevap verilmediği gibi, bu kuşatma politikalarına doğrudan katkı sağlanıyor.
Gazze'deki yardım kuruluşlarından alınan bilgilere göre, çocuklar çoğu zaman tek bir öğünle günü geçirmeye çalışıyor. Bazıları ise yalnızca tuzlu su içerek günlerini geçiriyor. Bu tablo, 21. yüzyılda bir halkın göz göre göre açlığa mahkûm edildiği vahim bir gerçeği gözler önüne seriyor. Gazze'de açlık artık bir istatistik değil; her biri adı, ailesi, hayali olan çocukların sessiz çığlığına dönüşmüş durumda. 93 bin çocuğun açlıkla imtihanı, sadece Gazze’nin değil, tüm insanlığın sınavıdır. Bu krize göz yummak, susmak ya da “tarafsız kalmak”, zulmün ortağı olmaktır.