İran, işgal rejiminin askeri, istihbari ve teknolojik kalbini hedef aldı. İsrail işgal topraklarında bulunan 8 kritik merkez, balistik füzeler ve kamikaze İHA’larla vuruldu. Saldırılar, caydırıcılığı artırmayı ve işgal rejiminin stratejik kapasitesini sınırlamayı amaçlıyor.
Eklenme: 18.06.2025 16:37:51 | Güncelleme: 18.06.2025 17:01:56İran, işgal rejimi İsrail’in kalbini hedef aldı. Eşi benzeri görülmemiş bir saldırı dalgasıyla İran Devrim Muhafızları, Tel Aviv’den Hayfa’ya, Negev çöllerinden akademik merkezlere kadar uzanan 9 kritik tesisi 5 gün içinde etkisiz hale getirdi.
Saldırılar, yalnızca askeri üsleri değil, işgal rejiminin savunma sanayiini, istihbarat yapısını ve bilimsel gücünü de hedef alarak bölgesel güç dengesini kökten değiştirecek bir mesaj verdi. İsrail terör rejimi ilk kez bu denli kapsamlı bir saldırının doğrudan hedefi oldu.
İsrail işgal rejiminin askeri doktrinlerinin geliştirildiği ve savaş yönetiminin merkezi olan bu yapı, hem sembolik hem stratejik olarak kritik bir hedef. Bakanlık binasına yönelik saldırı, terör rejiminin komuta kademesine doğrudan bir mesaj niteliğindeydi.
Mossad, işgal rejimi İsrail’in dış istihbarat servisi; Birim 8200 ise siber savaş ve elektronik istihbarattan sorumlu birim. Burada amaç, İsrail’in istihbarat üstünlüğünü hedef alarak operasyonel kabiliyetini zayıflatmaktı.
İsrail işgal güçlerinin (IDF) ana komuta merkezi. Füze saldırısıyla hedef alınan bu karargâh, savaş zamanlarında tüm kara, hava ve deniz birliklerinin sevk ve idaresini yürüttü.
Enerji tedariki açısından İsrail’in kuzeyindeki en büyük rafinerilerden biri. Buraya yapılan saldırı, sivil altyapıyı hedef almamakla birlikte enerji gücüne darbe vurma stratejisinin bir parçasıydı.
İşgalci İsrail hava kuvvetlerinin F-35 filosunu barındıran üslerden biri olan Nevatim ve kuzeyde stratejik noktada bulunan Ramat David, İran’a karşı potansiyel hava operasyonlarının merkeziydi. Bu üslerin hedef alınmasıyla terör rejimi İsrail’in hava üstünlüğünü sınırlanması amaçladı.
Uzay teknolojileri, füze testleri ve insansız hava araçları (İHA) alanında uzmanlaşmış bu üs, aynı zamanda Arrow füze savunma sistemlerinin test sahasıydı. İran, bu saldırıyla İsrail’in savunma teknolojilerine doğrudan zarar vermeyi hedefledi.
İşgal rejimi İsrail’in bilimsel ve nükleer araştırmalarla ilişkilendirilen önde gelen enstitülerinden biriydi. Weizmann’ın vurulması, sadece askeri değil aynı zamanda teknolojik ve akademik kapasiteye de darbe girişimiydi.
Demir Kubbe, Davud’un Sapanı ve çeşitli güdümlü füzelerin geliştirildiği Rafael şirketi, İsrail savunma sanayiinin kalbiydi. Bu tesise yönelik saldırı ise üretim ve geliştirme kabiliyetlerini sekteye uğratmaya yönelikti.
İran’ın eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği bu saldırılar, klasik askeri hedeflerin ötesine geçerek istihbarat, teknoloji, bilim ve enerji altyapısını da kapsadı. Bu durum, sadece askeri caydırıcılık değil, aynı zamanda uzun vadeli stratejik dengeleme hedeflendiğini gösterdi.
İşgalci İsrail’in hava savunma sistemlerinin büyük kısmı füzeleri engellemeyi başarsa da bazı füzelerin hedeflerine ulaştığı ve özellikle işgal altındaki Hayfa, Tel Aviv ve güneydeki Negev bölgesinde ciddi hasar meydana geldiği bildirildi.