ABD, Çin, Meksika ve Avrupa’dan çok sayıda şirket İsrail’in Gazze’ye yönelik soykırımında yer alıyor
Eklenme: 02.07.2025 11:48:14 | Güncelleme: 02.07.2025 11:49:45Birleşmiş Milletler’in işgal altındaki Filistin topraklarındaki insan hakları durumu özel raportörü Francesca Albanese, İsrail’in Filistinlileri yerinden etmesi ve Gazze’de uluslararası hukuka aykırı olarak yürüttüğü soykırım savaşında rol oynayan şirketleri ifşa eden yeni bir rapor yayımladı. ABD’li teknoloji devleri başta olmak üzere Çin’den Meksika’ya kadar birçok ülkeden şirketin adı raporda yer aldı.
BM raportörü Francesca Albanese tarafından açıklanan rapor, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarında yer alan 48 şirketi isim isim sıralıyor. Microsoft, Google’ın çatı şirketi Alphabet ve Amazon gibi ABD merkezli teknoloji devleri bunlar arasında yer alıyor. Araştırma kapsamında 1000’den fazla kurumsal yapıyı kapsayan bir veri tabanı da oluşturuldu.
Raporda, İsrail’in kalıcı işgalinin silah üreticileri ve teknoloji devleri için bir “test alanı” haline geldiği belirtilerek şu ifadeler yer aldı:
“İşgal; yüksek talep, düşük denetim ve sıfır hesap verilebilirlikle silah üreticileri ve büyük teknoloji firmaları için ideal bir pazar haline geldi. Bu şirketler artık sadece işgale karışmakla kalmıyor, doğrudan soykırım ekonomisine gömülmüş durumdalar.”
Geçtiğimiz yıl sunduğu bir uzman görüşünde Albanese, Gazze’de yaşananlar için İsrail’in soykırım suçu işlediğine dair “makul gerekçeler” bulunduğunu belirtmişti. Son raporunda ise “İsrail’in soykırımı neden sürdürdüğünü” şu cümleyle açıkladı:
“Çünkü bu, birçokları için kârlı.”
İsrail’in F-35 savaş uçakları tedariki, dünyanın en büyük silahlanma programlarından biri olup, sekiz farklı ülkeden en az 1600 şirkete dayanıyor. Programın başını ABD merkezli Lockheed Martin çekiyor. İtalyan Leonardo S.p.A ve Japonya’dan FANUC Corporation da bu tedarik zincirinin öne çıkan isimleri arasında.
Teknoloji alanında ise Microsoft, Amazon ve Alphabet’in İsrail hükümetine geniş kapsamlı bulut bilişim ve yapay zekâ teknolojileri sunduğu ve bu sistemlerin Filistinlilerin biyometrik verilerinin toplanıp saklanmasına destek sağladığı belirtildi. IBM’in ise İsrail’in Göç ve Nüfus İdaresi’nin (PIBA) veri tabanını yönettiği ve askeri personel yetiştirdiği kaydedildi.
Raporda, ABD’li Palantir Technologies’in Ekim 2023’te başlayan Gazze savaşı sonrası İsrail ordusuna verdiği desteği artırdığı, yapay zekâ temelli “Lavender”, “Gospel” ve “Where’s Daddy?” gibi sistemlerle hedef belirleme ve otomatik savaş kararlarında kullanıldığı ifade edildi.
Sivil teknolojileri “çift kullanımlı” (dual-use) olarak İsrail’in işgaline hizmet eden birçok şirket de raporda listelendi. Caterpillar, HD Hyundai, Volvo ve Leonardo’ya bağlı Rada Electronic Industries bu şirketlerden bazıları. Bu firmalar, Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşimlerin inşasında ve Filistinli evlerinin yıkımında kullanılan ağır iş makinelerini sağlıyor.
Booking.com ve Airbnb gibi kiralama platformları da işgal altındaki bölgelerdeki yerleşimlerde mülk ilanları yayımlayarak işgale katkı sunmakla suçlanıyor.
ABD’li Drummond Company ve İsviçreli Glencore, İsrail’e Kolombiya’dan kömür tedarik eden başlıca firmalar. Çin merkezli Bright Dairy & Food, İsrail’in en büyük gıda şirketi Tnuva’nın çoğunluk hissedarı ve bu şirket işgal altındaki topraklardan elde edilen kaynaklardan faydalanıyor. Meksika merkezli Orbia Advance Corporation’ın %80 oranında sahibi olduğu Netafim ise Batı Şeria’daki su kaynaklarını sömürmek için kullanılan sulama altyapısını sağlıyor.
Fransa’dan BNP Paribas ve İngiltere’den Barclays gibi büyük bankalar da, İsrail’in kredi notu düşmesine rağmen savaş finansmanına katkı sağlayan tahvil alımlarıyla raporda anılıyor.
Rapora göre bu şirketlerin başlıca yatırımcıları ABD merkezli dev varlık yönetim şirketleri BlackRock ve Vanguard.
Raporda, tarih boyunca sömürgecilik ve soykırımların şirketler aracılığıyla mümkün kılındığına vurgu yapılıyor.
“İsrail’in Filistin topraklarında genişlemesi, yasa dışı işgalin ekonomik rantından beslenen bir sömürgeci ırkçı kapitalizm örneğidir.”
İsrail’in Ekim 2023’te Gazze’ye yönelik başlattığı saldırıların ardından birçok şirketin kârları artarken, İsrail’in askeri harcamaları %65 artarak 46.5 milyar dolara ulaştı. Tel Aviv Borsası ise bu süreçte %179 yükseldi ve 157.9 milyar dolarlık ek piyasa değeri kazandı.
Raporda Allianz ve AXA gibi küresel sigorta devlerinin, işgalle bağlantılı şirketlerin hisse ve tahvillerine ciddi yatırımlar yaptığı, bunu da sermaye rezervlerinden çok kâr amacıyla yaptığı ifade edildi. Airbnb ise yasa dışı yerleşimlerdeki ilanlarını kısa süreliğine kaldırsa da daha sonra bu kararı geri çekerek, buradan elde edilen gelirleri “insani yardım” adı altında bağışladığını açıklamıştı. Raporda bu uygulama “insaniyeti araçsallaştırma (humanitarian-washing)” olarak tanımlandı.
Albanese’in raporuna göre, evet. Şirketlerin doğrudan ya da iş ortaklıkları yoluyla insan haklarını ihlal etmemekle yükümlü olduğu belirtiliyor. Devletler, şirketlerin insan haklarına saygı göstermesini sağlamakla yükümlü olmakla birlikte, şirketlerin faaliyet gösterdikleri ülkede devlet bu yükümlülüğü yerine getirmese bile bu sorumluluktan muaf olmadıkları vurgulanıyor.
Şirketler tedarik zincirleri boyunca insan hakları ihlallerine neden olabilecek riskleri analiz etmekle yükümlü. Bu yükümlülüğü yerine getirmemeleri, şirket yöneticilerinin bireysel olarak uluslararası mahkemelerde yargılanmalarına yol açabilir.
Raporda, şirketlerin İsrail’in işgaline destek veren tüm faaliyetlerden vazgeçmesi çağrısı yapıldı.
2024 Temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail’in Batı Şeria ve Doğu Kudüs’teki işgalinin “en kısa sürede” sona erdirilmesi gerektiğini belirten bağlayıcı olmayan bir görüş bildirdi. Bu doğrultuda BM Genel Kurulu da İsrail’in Eylül 2025’e kadar işgali sonlandırması çağrısında bulundu.
Raporda, UAD’nin bu kararının “işgali açık bir saldırı eylemi” olarak nitelendirdiği, dolayısıyla işgali destekleyen tüm faaliyetlerin Roma Statüsü kapsamında uluslararası suç olarak değerlendirilebileceği ifade edildi.
“Devletler, İsrail’in işgaliyle bağlantılı ticari, ekonomik veya yatırım ilişkilerine girmemeli; bu yasa dışı durumu sürdürmeye hizmet eden tüm faaliyetleri engellemelidir.”