Gazze’deki Filistin direniş grupları, Ebu Şebab adlı yapının soykırımcı İsrail ile koordinasyon içinde olduğuna dair itirafına karşılık, bu çeteyi ‘hain’ ilan ederek kanlarının helal olduğunu duyurdu. Açıklamada, ihanete daha fazla tolerans gösterilmeyeceği vurgusu yapıldı.
Eklenme: 07.07.2025 16:47:59Gazze merkezli Filistin direniş grupları, Ebu Şebab çetesinin işgalci İsrail’le koordinasyon içinde olduğunu kabul etmesinin ardından, bu yapıyı resmen ‘hain’ ilan ederek kanlarının helal olduğunu açıkladı.
Ortak çağrıda, soykırımcı İsrail’le iş birliği yapan tüm grupların infazının meşru olduğu yönünde net bir mesaj verildi. Bu gelişme, Hamas başta olmak üzere diğer direniş gruplarının ortak bildirisiyle duyuruldu.
Filistin direniş gruplarının ortak operasyon odası, Gazze'de İsrail ile işbirliği içerisinde olan Yaser Ebu Şebab çetesi için "kanları helaldir" açıklaması yaptı. https://t.co/bqSec3HgH3 pic.twitter.com/JyueQtwsQ5
— Afroasya Today (@afroasyatoday) July 7, 2025
Ebu Şebab grubunun lideri Yaser Ebu Şebab yaptığı açıklamada, İsrail işgal güçleriyle koordinasyon sağladıklarını, askeri hareketlerini önceden bildirdiklerini ve İHA ile lojistik destek aldıklarını doğruladı. Ayrıca, Ebu Şebab grubun soykırımcı İsrail’den doğrudan finans ve lojistik destek aldığını da ima etti.
Filistinli direniş örgütlerinden gelen ortak açıklamada, Ebu Şebab ve bağlı çetelerin 'düşmanla iş birliği yaptığı' vurgulanarak 'tüm gruplarca hain olarak görülüp infazlarının helal sayıldığı' belirtildi. Hamas, Ebu Şebab’ın teslim olması için 10 günlük süre tanıdığını duyurdu. Yerel kaynaklara göre, bu karar çete mensuplarının veya onları destekleyenlerin güvenliğini belgeleyen belgelerin paylaşılması karşılığında yürürlüğe girecek. Ancak henüz grup tarafından herhangi bir açıklama yapılmadı.,
Times of Israel ve diğer İbrani kaynaklar, Gazze'deki aşiretlerin, Hamas’tan uzaklaşıp daha bağımsız pozisyon aldığını belirtirken, Ebu Şebab’ın da sürdürülen çatışmaların ardından bölgesel dinamikleri değiştirebilecek bir 'aşiret başı' profili kazandığına dikkat çekti.
Bu bağlamda, Ebu Şebab’ın hem iç çatışmada hem işgal rejimi İsrail ile ilişkide merkezi bir aktör haline geldiği değerlendiriliyor.