News-1

Sıcak Bölgeler

'Gazze İnsani Yardım Vakfı' Savaş Suçlarına Ortak Olabilir

İnsan hakları örgütleri tarafından yapılan açıklamada 'Militarize yardım dağıtımı derhal durdurulması' gerektiği vurgulanarak insani yardım almaya çalışırken doğrudan hedef alınarak öldürülen Filistinli siviller hatırlatıldı. Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın İşgalci İsrail’in ve onun destekçisi Amerika’nın soykırım uygulamalarının tarafı olduğu vurgulandı.

Eklenme: 21.07.2025 12:54:30 | Güncelleme: 21.07.2025 17:44:52
Bu Haberi
Paylaş

İsrail ve ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın (GHF) faaliyetleri, 15 insan hakları ve hukuk kuruluşu tarafından sert şekilde eleştirildi. Yapılan ortak açıklamada, GHF’nin yürüttüğü yardım operasyonlarının uluslararası suçlara ortak olabileceği uyarısı yapılarak, bu sistemin derhal askıya alınması çağrısında bulunuldu.

GHF, yaklaşık üç ay süren İsrail ablukasının ardından 27 Mayıs’ta Gazze’de yardım dağıtımına başladı. Ancak kuruluşun yapısı, işleyişi ve dağıtım mekanizması, insan hakları savunucuları tarafından 'şeffaflıktan uzak, tarafsız olmayan ve hesap verilebilirlikten yoksun' olarak tanımlanıyor.

“YARDIM ADI ALTINDA ZORUNLU GÖÇ TEŞVİK EDİLİYOR”

Söz konusu kuruluşların yayımladığı mektupta, GHF'nin Birleşmiş Milletler öncülüğündeki geleneksel insani yardım sistemlerini devre dışı bırakan yeni dağıtım yönteminin, 'radikal ve tehlikeli bir sapma' olduğu belirtildi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Özelleştirilmiş ve militarize edilmiş bu yardım dağıtımı yöntemi, insan onurunu zedeleyen, mükerrer ölümcül sonuçlar doğuran ve yardım etmeyi vaat ettiği Filistinli nüfusun zorla yerinden edilmesine katkı sunan bir uygulamadır.”

İsrail güçlerinin GHF noktalarına gelen aç sivillere ateş açtığına dikkat çekilen mektupta, dağıtım merkezlerinde görev alan özel güvenlik şirketleri - özellikle Safe Reach Solutions ve UG Solutions gibi firmalar - dahil tüm kişi ve kurumların bu faaliyetlerden çekilmesi istendi.

“HUKUKİ SORUMLULUKTAN KAÇAMAZLAR”

Kuruluşlar, GHF ile iş birliği yapan kişi ve kurumların, uluslararası hukuk çerçevesinde savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım gibi ağır suçlara ortak olmaktan ötürü cezai ve hukuki sorumlulukla karşı karşıya kalabileceği uyarısında bulundu.

“Bu yapının İsrail otoriteleriyle olan yakın iş birliği ve militarize modeli; insani yardımın temel ilkeleri olan insanlık, tarafsızlık, bağımsızlık ve ayrım gözetmeme ilkelerini açıkça ihlal etmektedir.”

Ayrıca, açlıktan kırılan sivillerin silahlı bölgelerden geçerek yardım alması gerektiği gerçeği, 'zorunlu göç' yasağının da ihlal edilmesi anlamına gelebileceği vurgulandı.

‘ÖLÜM TUZAĞI’

Şubat ayında kurulan GHF, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere birçok hak örgütünün sert tepkisiyle karşı karşıya. Plan, hem Filistinlileri insanlık dışı koşullara mahkûm etmekle hem de yardım dağıtımı bahanesiyle onları doğrudan hedef haline getirmekle suçlanıyor.

'Ölüm tuzakları' olarak tanımlanan ve GHF tarafından işletilen az sayıdaki yardım dağıtım noktası, Filistinlilerin savaştan kaçmak yerine kan dökülmesini bekledikleri yerler haline geldi.

Euro-Med İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından yapılan son basın açıklamasında, ABD destekli vakıf için şu ifadeler kullanıldı:

“GHF, açlıktan kıvranan sivilleri, İsrail ordusuyla koordineli şekilde belirlenen noktalara çekmekte ve burada onları öldürülmeye, yaralanmaya ve aşağılayıcı muamelelere maruz bırakmaktadır. Bu dağıtım merkezleri, İsrail’in 20 aydır sürdürdüğü soykırım sürecinde kullanılan birer araç hâline gelmiştir.”

Gazze’deki sağlık kaynaklarına göre, GHF’nin faaliyetlerine başladığı son bir ay içinde yardım noktalarının çevresinde en az 516 kişi hayatını kaybetti, 3.799 kişi yaralandı, 39 kişi ise kayıp.

Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi tarafından birkaç gün önce yayınlanan rapor Gazze Şeridinin tamamında geçerli olan ağır insani felaketi ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Yayınlanan rapora göre 2.1 milyondan oluşan Gazze nüfusunun tamamı en üst seviye akut gıda güvensizliği ile karşı karşıya. 

Yine raporda yer alan bilgilere göre 6-23 yaş aralığındaki çocuk nüfusun yüzde 92'si ve hamile ve emziren kadınların büyük çoğunluğu temel besin maddelerini alamıyor.