Türk devletlerinin ekonomik olarak bütünleşmesini sağlayacak tarihi adım atıldı. Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde hayata geçen Türk Yatırım Fonu kuruldu. Fonun merkezine ise İstanbul ev sahipliği yapacak.
Eklenme: 02.06.2023 12:26:03Türk Devletleri Teşkilatı’nı (TDT) tarihi bir adım attı. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’ın üyesi olduğu Türk Yatırım Fonu (TYF) resmen kuruldu. Bugün itibariyle İstanbul merkezli TYF’nin kuruluşu üye ülkeler ve TDT yönetimi tarafından onaylandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan geçtiğimiz mart ayındaki Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi’nde atılmış en önemli adımlardan birinin Türk Yatırım Fonu olduğunu dile getirmiş, İstanbul’un ev sahipliği yapacağı bu kuruluş hakkında şu bilgileri vermişti:
MERKEZ İSTANBUL OLACAK
“Türk dünyasında bütünleşmenin lokomotifi olan ekonomi, ticaret, ulaştırma ve enerji alanlarındaki işbirliğimizi gözden geçirdik. Türk Yatırım Fonu kurucu anlaşmasının imzalanması zirvemizin somut kazanımlarından biri olmuştur.
Fon sayesinde kobilere, kalkınma projelerine, ulaştırma ve lojistik zincirlerine, altyapı projelerine, tarım ve turizm alanlarındaki yatırımlara ve yenilenebilir enerji alanındaki çalışmalara destek sağlanacaktır.
Tüm bu alanlarda firmaların finansmana erişimi kolaylaşacak, ayrıca bölge içi ticaret teşvik edilecektir. Türk Yatırım Fonu’nun Türk dünyasında ekonomik bütünleşmeye de katkı sağlayacağına inanıyorum.
Eşit sermaye katkısı ve eşit oy hakkı ilkesi çerçevesinde kurulacak fona İstanbul ev sahipliği yapacaktır. Bu şekilde küresel finans camiasında İstanbul’un oynadığı merkezî rolün pekişmesini de temin etmiş olduk.”
500 MİLYON DOLAR SERMAYE
Türk Yatırım Fonu sermayesi ilk etapta 500 milyon dolar oldu. Bu fonda 5 ülke eşit şekilde pay sahibi durumunda. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan’la hayata geçen TYF’nin üye sayısına önümüzdeki dönemde 4 ülke daha eklenecek.
Kazakistan Milli Ekonomi Bakanlığı’nın hazırladığı kararname taslağında yer alan detaylara göre fonun amacı bölgesel ekonomik kalkınmayı teşvik etmek, bölgesel ticareti genişletmek ve ekonomik aktiviteyi desteklemek. Türk Yatırım Fonu, 10 bin hisseye bölünecek.
Her hisse 50 bin dolar değerinde olacak. 5 üye devletin her biri fona 100 milyon dolar yatıracak. Anlaşmanın yürürlüğe girmesinde sonra kurucu ülkeler, 90 gün içinde ilk dilimi ödeyecek. Bu miktarın ülke başına 5 milyon dolar olduğu ifade ediliyor. Geri kalan paylar ise her yıl 3 eşit taksitte ülkelerden alınacak. İstanbul’da kurulacak olan Türk Yatırım Fonu’nun bir başkanı, bir CEO’su bir yönetim kurulu ve konseyi olacak.
Başkan, Guvernörler Kurulu tarafından dönüşümlü olarak atanacak. Dönüşüm süreci de 4 yıl olarak belirlenecek. Fon, kuruluşundan itibaren 20 yıl süreyle faaliyet gösterecek, bu süre yenilenebilecek. Guvernörler Kurulu kaynakların yeterliliğini periyodik olarak gözden geçirme yetkisine sahip olacak ve fonun büyütülmesine karar verecek.
TEMELİ SEMERKANT'TAKİ ZİRVE ATILDI
Uluslararası bir finans kuruluşu statüsüne sahip olacak Türk Yatırım Fonu, yapılacak projeleri teşvik edecek, KOBİ’leri destekleyecek, nakliye ve lojistik zincirleri, depolama ve üretim tesisleri, dijital altyapının modernizasyonu, karşılıklı ilgi alanlarında geliştirme projeleri, endüstriyel üretim, altyapı, ulaşım, tarım, bilgi ve iletişim teknolojileri, yeşil ekonomi ve turizm gibi sektörlerde yatırım yapacak.
Türk Yatırım Fonu’nun ortaya çıkışı geçtiğimiz yıla uzanıyor. Fonda yer alan 5 üye devletin başkan ve lideri, 11 Kasım 2022’de Semerkant’ta düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı toplantısında fonun oluşturulması konusunu gündeme almıştı. Türk Yatırım Fonu, uzun süredir hayalimizi süsleyen Türk devletlerinin birlikteliğini daha güçlü yapacak bir yapı.
NİHAİ HEDEF: ORTAK TÜRK BANKASI
Orta Asya’da gücü artan Rusya ve Çin’e karşı Türk şirketlerinin gücünü daha da artıracak bu yapı, ileride ortak bir Türk bankasının da kurulmasını sağlayabilir. Dünyada çok az örneği olan bu yapı, aynı dili konuşan, aynı tarihe sahip bu coğrafyaya, birlikte iş yapma kültürünü de güçlü bir şekilde kazandıracak, perçinleyecek. 3’üncü ülkeler ve farklı kıtalardaki projelere birlikte girilecek, Türkiye’nin bu konudaki deneyimi de Türk coğrafyası ile paylaşılacak. Ekonomik halkaların bir araya geldiği bu birliktelik, güçlü bir zincire dönüşecek.