News-1

Dosya

İsrail’i Fırat’a Çıkaracak Dürzî Oyunu: 'Davud Koridoru'

İsrail’in Suriye’nin güneyinde Dürzî isyancılara verdiği stratejik destekle başlattığı hamle, aslında başta Türkiye olmak üzere tüm bölge ülkelerinin doğrudan hedef olduğu bir planın ilk aşaması. Suriye'nin kuzeyinde terör örgütü SDG kontrolündeki bölgelerle birleşerek 'Davud Koridoru' adı altında yeni bir işgal projesine dönüşüyor. Bu koridor, Suriye’yi fiilen ikiye bölme ve işgalci İsrail’in doğrudan Fırat nehrine ulaşma hedefinin merkezinde yer alıyor.

Eklenme: 22.07.2025 15:31:44 | Güncelleme: 22.07.2025 16:46:36
Bu Haberi
Paylaş

Suriye’nin güneyindeki Dürzî bölgelerinde yaşanan son gelişmeler, İsrail’in derin bir jeopolitik planı adım adım uygulamaya koyduğunu gözler önüne seriyor. İsrail ordusunun Süveyda’ya yönelik hava saldırıları, Dürzî azınlığa 'koruma' kisvesiyle ulaştırılan insani yardımlar ve siyasi mesajlarla birleşince, dikkatler güney ile kuzey arasında kurulmaya çalışılan stratejik bir hatta çevrildi: 'Davud Koridoru'

Bu koridor, Golan Tepeleri’nden başlayarak Süveyda üzerinden kuzeydeki terör örgütü SDG bölgelerine kadar uzanmayı hedefliyor. Böylece işgal rejimi İsrail, Fırat’a kadar ulaşan bir nüfuz alanı elde etmeyi ve Suriye’yi etnik-mezhepsel temelde parçalamayı amaçlayan tehlikeli bir altyapının temellerini atıyor.

DÜRZÎLERLE BAŞLAYAN HAT, SDG’YE UZANIYOR

İsrail’in son aylarda Süveyda’daki Dürzî gruplara yönelik politikaları, yalnızca askeri değil diplomatik ve toplumsal düzeyde de dikkati çekici bir derinlik taşıyor. Şam’da Suriye Savunma Bakanlığı’na yönelik hava saldırıları, Süveyda valilik binasına çekilen 'Dürzî bayrağı' ve Siyonist yardım konvoyları bu stratejik yakınlaşmanın parçaları. Aynı dönemde terör örgütü SDG elebaşları, Süveyda’ya 'insani koridor' açılmasını teklif ederek kuzey-güney bağlantısını doğrudan dillendirdi. Bu adımlar, 'Davud Koridoru' olarak adlandırılan sessiz genişleme planının sahada uygulanmaya başlandığını gösteriyor.

DAVUD KORİDORU NEDİR VE NEYİ HEDEFLİYOR?

Davud Koridoru, işgal altındaki Golan Tepeleri’nden başlayarak Suriye'nin güneyindeki Dürzî yerleşimlerden geçip kuzeyde terör örgütü SDG kontrolündeki bölgeye ulaşan bir hattı ifade ediyor.

Bu koridorun varlığı, hem Siyonist rejimin güvenlik stratejileri açısından derinlik sağlıyor hem de Suriye’nin doğusuna açılan bir jeopolitik kapı anlamına geliyor. Bu hat üzerinden, Tel Aviv yönetimi başta doğrudan Fırat Nehri’ne kadar genişleyebilecek stratejik bir nüfuz sahası kurmayı amaçlıyor. Aynı zamanda Arap–İran etkisini dengeleme hedefiyle şekillenen bu senaryo, Suriye’yi fiilen parçalamaya dönük bir etnik dizayn taşıyor.

SİYONİST TERÖR KORİDORUNA 'İNSANİ' MASKE

Koridorun sahaya uygulanmasındaki en dikkati çekici unsur, 'insani yardım ve sivil koruma' kisvesi altında ilerliyor olması. Terör örgütü SDG elebaşları, Süveyda’ya 'insani koridor' açma teklifinde bulunarak güney ile doğu arasında ilk defa kurumsal bir bağ kurdu. Terör rejimi İsrail ise Dürzî isyancıların korunması bahanesiyle hem bombardımanlar hem de yardım konvoyları üzerinden bölgeye aktif şekilde müdahil oldu.

Ancak uzmanlara göre, bu yardım ve koruma stratejileri; nihayetinde silahlı aktörlerin ve siyasi yapıların alan kazanımına dönüşüyor. Koridor; sivil altyapının arkasında Dürzî-SDG görünümlü, Siyonist güdümlü etnik-militan bir güzergâh olarak şekilleniyor.

BÖLGEDE İTTİFAK ARAYIŞI VE İSRAİL’İN SİNSİ PLANI

Siyonist rejimin Dürzîlere verdiği destek, yalnızca günlük güvenlik hesabına değil, daha geniş bir politik mimariye dayanıyor. Şam yönetimi zayıflarken, Dürzîler üzerinden güneyde bir tampon bölge kurulması ve bu hattın kuzeye taşınarak terör örgütü SDG ile bütünleşmesi planlanıyor.

Dürzî toplumunun işgal rejimiyle tarihsel bağı, bu planı meşrulaştırmak için öne çıkarılırken, aynı zamanda iç çatışmalarla bölünmüş Suriye’de yeni bir 'bağımsız yapı' alanı oluşturuluyor. Böylece İsrail, askeri operasyonlarla değil, 'azınlık koruma' ve 'insani yardım' bahaneleriyle bölgeye yönelik uzun vadeli işgal planını sürdürüyor.

TÜRKİYE VE BÖLGE ÜLKELERİ İÇİN AÇIK TEHDİT

Davud Koridoru’nun Suriye’yi fiilen ikiye bölmesi, sadece Şam için değil, Türkiye ve bölgedeki diğer güçler için de doğrudan bir güvenlik tehdidi oluşturuyor.

Türkiye’nin güney sınırında oluşacak Dürzî-SDG eksenli bir kuşak, Suriye'nin toprak bütünlüğünü hedef alırken, Ankara’nın kırmızı çizgilerini ihlal ediyor. Ayrıca bu koridorun İran’ın Lübnan hattını kesme, Türkiye’nin sınır kontrolünü zayıflatma ve Rusya’nın etkisini çevreleme gibi çok yönlü stratejik hedefleri de beraberinde taşıdığı değerlendiriliyor.

SESSİZ, DERİN VE TEHLİKELİ İLERLEYİŞ

Soykırımcı İsrail’in Dürzî isyancıları kullanarak başlattığı 'Davud Koridoru' projesi, başlangıçta klasik bir askeri işgal gibi görünmeyen ama ondan daha etkili ve sonrasında Siyonist işgale hazırlayan stratejik bir plan olarak dikkati çekiyor.

Bu sessiz derinlik, Suriye’nin güneyinden Fırat’a kadar uzanan bir kuşakla, Suriye’yi etnik çizgilerle bölme, yeni etki alanları oluşturma ve bölgede uzun vadeli bir jeopolitik mühendislik inşa etme amacını taşıyor. Koridor tamamlandığında, yalnızca haritalar değil, dengeler de değişmiş olacak. Ve bu kez savaş 'koruma' adı altındaki bir işgal kuşatmasından doğacak.