İran, 2025 yılının Mart–Temmuz döneminde yaklaşık 1 milyon Afgan mülteciyi 'yasa dışı ikamet' ve 'ulusal güvenlik' gerekçeleriyle sınır dışı etti; bu operasyon, özellikle Haziran’daki İran–İsrail çatışmasının ardından hız kazandı.
Eklenme: 29.07.2025 10:25:16İran hükümeti, 2025 yılının Mart ayından Temmuz ayına kadar geçen sürede yasal statüsü olmayan Afgan mültecileri zorla ülkeden göndermeye devam ederek yaklaşık 1 milyon kişiyi Afganistan’a geri gönderdi.
İran İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre bu operasyonlar özellikle Haziran ortasında patlak veren İran–İsrail 12 Gün Savaşı'nın ardından yoğunlaştı ve güvenlik gerekçesi öne çıkarıldı. Operasyonun gerekçeleri arasında 'yasadışı ikamet' ve Afgan mültecilerin casusluk suçlamaları yer alırken; Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ve Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu (IFRC) gibi kuruluşlar operasyonun insani sistemi ciddi şekilde zorladığını ifade etti.
İranlı yetkililer ise bunun 'onurlu bir geri gönderme' olduğunu ileri sürerken, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler (BM) kurumları bu uygulamayı şiddetle eleştirdi.
📌 İran’dan sınır dışı edilen Afganların sayısı 1 milyona yaklaştı
— Afroasya Today (@afroasyatoday) July 9, 2025
⚫️ Uluslararası Göç Örgütü, 1 Haziran'dan 5 Temmuz'a kadar 449.218 Afgan'ın İran'dan geri döndüğünü ve şu ana kadar yıl toplamının 906.326’ya ulaştığını açıkladı.
⚫️ Geçiş yapan pek çok kişi yetkililerden baskı… https://t.co/Z0pmuMRSgE pic.twitter.com/wfEltz3moi
2025 başından itibaren İran’dan 1,1 milyon Afgan sınır dışı edildi. Bu rakamın yaklaşık 600 bini sadece Haziran-Temmuz döneminde gerçekleşti.
Sadece 24 Haziran-9 Temmuz arasında 508,426 kişi deport edildi; bazı günlerde sayılar 51 bin kişiye kadar çıktı.
BM verilerine göre, İran ve Pakistan'dan 2025 yılı içinde toplam 1,2–1,6 milyon Afgan geri döndü; bunların çoğunluğu İran kaynaklı.
İran makamları, Afgan mültecileri İsrail için casusluk yapmakla suçlayarak sınır dışı sürecini gerekçelendirdi. Ancak bu iddialar bağımsız kaynaklar tarafından doğrulanmadı ve Batı ile uluslararası gözlemciler tarafından siyasi söylem olarak değerlendirildi.
Sınır dışı operasyonları gece yarısı baskınları, sokak ve ev taramaları, gözaltılar ve toplu nakiller şeklinde gerçekleşti. Gözaltı merkezlerinde kötü muamele, gasp ve belgelerin yok edilmesi gibi olayların yaşandığı iddia edildi.
Deport edilenlerin ifadelerinde, "sanki çöp gibi fırlatıldık", "abi eşyamı bile almama izin vermediler" gibi ifadeler yer alıyor.
İslam Kale Sınır Kapısı'ndan geri dönenler aşırı sıcağa maruz kaldı, aşırı sıcaklar nedeniyle can kayıpları yaşandı. BM kuruluşları sınırda hizmet veren sistemin kapasitesinin sadece yüzde 10’unu karşılayabildiğini; yüksek sıcaklıkla birlikte özellikle çocukların ve kadınların tehlikede olduğunu vurguladı.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR), IOM ve IFRC operasyonu eleştirdi; BM özel raportörü dönüşlerin 'büyüyen kriz ve istikrar tehlikesi' taşıdığını belirtti.
Avrupa Parlamentosu üyeleri ve insan hakları örgütleri toplu sınır dışıların hukuka aykırı olduğunu, temel uluslararası normlara tezat oluşturduğunu ifade etti.
2025’in ilk yedi ayında İran’dan kitlesel sınır dışı operasyonlarının özellikle Haziran itibarıyla hızlanması, bölge için büyük insani, hukuki ve sosyal bir kriz halini aldı. Operasyonların özellikle uygulama şekli; herhangi bireysel durum ayrımı yapılmadan, uluslararası yasaların dikkatleri çektiği gibi toplu göç kurallarını zedelediği yönünde eleştirilere neden oluyor. Afganistan başta olmak üzere ilgili ülkeler ve BM mekanizmaları, sürecin durdurulması ve sorumlulara hesap sorulmasını talep ediyor.