Afganistan ve Pakistan arasında haftalardır tırmanan gerilim, hafta sonu sınır hattında silahlı çatışmaya dönüştü. Uzmanlara göre, krizin merkezinde 2 bin 600 kilometrelik Durand Hattı’nın belirsiz statüsü ve hat çevresindeki militan faaliyetler yer alıyor.
Eklenme: 13.10.2025 16:40:38 | Güncelleme: 13.10.2025 17:09:58Güney Asya’nın kırılgan dengeleri yeniden sarsıldı. Afganistan İslam Emirliği güçlerinin Pakistan sınırındaki askeri karakollara düzenlediği operasyonlar, İslamabad’ın hava operasyonlarıyla karşılık buldu. Taraflar karşılıklı suçlamalar yöneltirken, sınırın iki tarafında da can kayıpları yaşandı. Uluslararası gözlemciler, Durand Hattı’nın tarihsel anlaşmazlığının yeniden bölgesel bir krize dönüşmesinden endişeli.
Hafta sonu yaşanan çatışmalar, Helmand, Kandahar ve Nangarhar bölgelerinde yoğunlaştı.
Afganistan İslam Emirliği sözcüsü Zabihullah Mücahid, 58 Pakistan askerinin öldüğünü, Taliban tarafından da 9 askerin şehit düştüğünü açıkladı. Ancak İslamabad yönetimi bu rakamları doğrulamadı.
Pakistan ordusu, Taliban’dan gelen ateşe “ağır topçu ve tanklarla” karşılık verdiklerini bildirdi. Torkham ve Chaman sınır kapıları güvenlik gerekçesiyle kapatıldı, bölgeye takviye birlikler sevk edildi.
Pakistan hükümeti, uzun süredir Afgan yönetimini Pakistan Talibanı (TTP) militanlarını barındırmakla suçluyor. Özellikle Taliban’ın yönetimi tekrar ele geçirmesinin ardından bu saldırıların artış gösterdiğini iddia ediyor.
Savunma Bakanı Khawaja Muhammed Asif, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, “Afgan yönetimini TTP’ye desteğini kesmesi için defalarca uyardık. Sabrımız tükendi,” dedi.
Afganistan Savunma Bakanlığı ise saldırıların, “Pakistan’ın Afgan hava sahasını ihlaline karşı misilleme” olduğunu savunarak, Taliban’ın “başarılı operasyonlar yürüttüğünü” duyurdu.
Afganistan İslam Emirliği Sözcüsü Zabihullah Mücahid, terör örgütlerine göz yumulduğu iddiasını kesin bir dille reddederek militan faaliyetlere karşı verilen mücadele sonucu örgütlerin Afganistan’ı terk ettiğini Pakistan tarafına geçerek faaliyetlerini sürdürebildiğini ifade etti.
Sözcü Mücahid’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Kendi topraklarındaki DAEŞ varlığını ve faaliyetlerini görmezden gelmek, din âlimlerine ve vatandaşlarına zarar veren bir projeye izin vermek; bu aynı zamanda Afganistan’ın ve dünyanın güvenliğini de tehdit etmektedir.
İşgal altındayken, DAEŞ’in doğu vilayetlerinde ortaya çıkışı hattın ötesinden, Orakzai bölgesinden kaynaklanmıştır. Grup başlangıçta Saeed Khan adlı bir Pakistan vatandaşı tarafından yönetilmiş ve Pakistan’ın çeşitli eyaletlerinden yüzlerce militanı içermiştir. İslam Emirliği’nin mücahitleri, işgalci güçlere karşı mücadele ederken dahi bu fitneci grupla savaşmışlardır.
Ülkenin kurtuluşunun ardından İslam Emirliği bu mücadeleyi kararlılıkla sürdürmüş, grup dağıtılmış ve Afganistan toprakları bu unsurdan arındırılmıştır. Geriye kalan üyeler Khyber Pakhtunkhwa ve Belucistan’a kaçmış, orada yeni sığınaklar kurmuş ve çeşitli ülkelerden militan devşirmeye başlamışlardır."
🗣️ Afganistan İslam Emirliği sözcüsü Zabihullah Mücahid:
— Afroasya Today (@afroasyatoday) October 12, 2025
⚫️ Afganistan’ın tüm resmi sınırları boyunca ve sözde sınır hattı boyunca durum tamamen kontrol altındadır. Yasa dışı faaliyetler büyük ölçüde engellenmiştir.
⚫️ Afganistan sınırlarının ötesindeki fitne ve yolsuzluk… pic.twitter.com/cqhhAGh4FI
Uzmanlara göre, krizin merkezinde 1893 yılında Britanya Hindistanı ile Afganistan arasında çizilen Durand Hattı bulunuyor.
Pakistan 1947’de bağımsızlığını kazandıktan sonra hattı fiili sınır olarak kabul etti, ancak Afganistan bu sınırı hiçbir zaman resmen tanımadı.
Uzmanlara göre, Afganistan’ın İngilizlerden miras kalan sınırı tanımaması, dezenformasyonun artışı ve karşılıklı saldırılar, iki ülke ilişkilerini her zamankinden daha kırılgan hale getiriyor.
ABD öncülüğündeki güçlerin 2021’de Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte, Pakistan’ın kuzeybatısındaki Khyber Pakhtunkhwa bölgesinde militan saldırıların yeniden tırmanışa geçtiği ileri sürülüyor.
Pakistan ordusu verilerine göre, yalnızca bu yılın ilk dokuz ayında 300’den fazla asker ve polis TTP saldırılarında yaşamını yitirdi.
Geçtiğimiz hafta ise Pakistan’a ait savaş uçaklarının Afganistan’ın Paktiya vilayetine hava saldırısı düzenledi. Afgan yönetimi bu iddiayı doğrularken, İslamabad sessiz kaldı.
Suudi Arabistan, İran ve Katar, iki ülkeye “itidal çağrısı” yaptı.
Afganistan Dışişleri Bakanı Amir Khan Muttaki’nin Hindistan ziyareti gerilimi daha da artırdı. Bu, Afganistan'ın 2021’den bu yana Rusya’dan sonra üst düzeyde yaptığı ikinci büyük diplomatik temas olarak dikkatleri çekti.
Afganistan Dışişleri Bakanı Amir Khan Muttaki, Hindistan’ın Diyobend şehrindeki Darul Ulum Medresesi’ni ziyaret etti.
— Afroasya Today (@afroasyatoday) October 11, 2025
⚫️ Muttaki, hocaların ve talebelerin oluşturduğu coşkulu ve büyük bir kalabalık tarafından karşılandı.
⚫️ Bu medrese, Taliban hareketinin de parçası olduğu… https://t.co/5Nqy8u6esX pic.twitter.com/4luMa3IhdM
İslamabad ise, TTP’nin Hindistan desteğiyle Pakistan’a saldırılar düzenlediğini iddia ediyor. Yeni Delhi bu suçlamaları reddederken, Afganistan İslam Emirliği yönetimi “topraklarımız başka ülkelerin saldırıları için kullanılmayacak” açıklamasını yineledi.
Uzmanlar, kısa vadede tansiyonun düşebileceğini ancak Durand Hattı’ndaki statü sorunu çözülmedikçe sınır çatışmalarının yeniden alevlenmesinin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.