18 aylık kuşatma ardından El Faşir’de Sudan hükümetinin şehrin kontrolünü kaybetmesinin ardından Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) destekli isyancı Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK/RSF) güçlerinin şehri ele geçirdiği bildirildi. Saha kaynaklarından gelen “toplu katliam” görüntüleriyle birlikte şehrin geniş çaplı insanî felaketin eşiğine geldiği kaydedildi. Şehirde açlık, sağlık krizi ve sistematik saldırıların ardından bölgede askeri ve siyasi dengelerin köklü bir dönüşümün eşiğinde olduğu değerlendiriliyor.
Eklenme: 28.10.2025 14:58:24 | Güncelleme: 28.10.2025 18:22:39Sudan’ın Kuzey Darfur eyaletinin başkenti El Faşir, yaklaşık 18 ay süren kuşatmanın ardından BAE destekli HDK’nın kontrolüne geçti. Sudan ordusunun “şehri sivilleri korumak amacıyla stratejik olarak terk ettiği” yönündeki açıklaması ve saha kaynaklarından gelen “kitlesel infaz, etnik temelli hedef alınma, ağır bombardıman” raporları, bu değişimin yalnızca askeri bir başarı veya kayıp değil, bölgedeki insani durum açısından bir kırılma olduğunu gösteriyor.
HDK, ordunun bölgedeki son büyük üslerinden biri olan 6. Piyade Tümeni karargâhını ele geçirdiğini duyurdu.
Şehrin kuşatma altında olduğu süre boyunca siviller gıda, ilaç ve temel hizmet eksikliğiyle karşılaştı.
HDK’nın kontrolü sağlamasıyla birlikte güvenli geçiş yollarının kapandığı, sivillerin büyük ölçüde yerinden edildiği ve şehir içinde yoğun bombardıman yaşandığı bildirildi.
Bağımsız saha kaynakları, HDK’nın El Faşir çevresinde sivillere yönelik “toplu infaz” ve etnik temelli saldırılar gerçekleştirdiğini bildirdi.
📌 Sudan’da isyancı RSF (HDK), El Faşir’i ele geçirdi: Toplu katliam haberleri geliyor!
— Afroasya Today (@afroasyatoday) October 28, 2025
⚫️ HDK’nin, Kuzey Darfur’un merkezi El Faşir’i 5 cepheden kuşattığı; 6. Piyade Tümeni’ni ele geçirdiği bildirildi.
⚫️ Ordu, “Saldırılar püskürtüldü” açıklaması yapsa da saha kaynaklarına… https://t.co/SAEKaxqJfn pic.twitter.com/vWqOMT6Ayp
Birleşmiş Miletler ve uluslararası örgütler, şehirde yaşayan yaklaşık 260.000 kişinin yarıdan fazlasının çocuk olduğunu ve yaklaşık 6.000 çocuğun akut yetersiz beslenme riskiyle karşı karşıya olduğunu duyurdu.
El Faşir’in düşüşü, HDK’nın Darfur’da fiili hâkimiyet sağlaması anlamına geliyor. Bu durum, bölgenin doğu-batı ekseninde fiili bir bölünme riskini beraberinde getiriyor.
Uzmanlar, bu gelişmeyi yalnızca askeri bir kayıp olarak değil, ulusal bütünlüğe yönelik ciddi bir kırılma olarak değerlendiriyor.
Sudan hükümeti ile birlikte uluslararası kurumlar, siviller için güvenli geçiş yollarının açılmasını ve derhal ateşkes ilan edilmesini talep ediyor.
Yardım kuruluşları, bölgeye erişimin engellendiğini, beslenme, sağlık ve barınma hizmetlerinin çökme noktasına geldiğini bildirdi.

El Faşir’in kontrolünün HDK’ya geçmesi, yalnızca bir şehir kaybı değil; Sudan’ın toprak bütünlüğü açısından stratejik bir kırılma noktası olarak değerlendiriliyor. Darfur’un büyük kısmında kontrolü ele geçiren Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), ülkenin batısında kendi yönetim ağını oluşturmaya ve yeni bir idari yapı inşa etmeye başladı. Bu durum, Sudan’ın fiilen doğu-batı ekseninde iki ayrı otoriteye bölünme riskini ciddi biçimde artırıyor.
HDK’nın elinde tuttuğu bölgelerde kendi güvenlik mekanizmalarını kurması, yerel idari meclisleri oluşturması ve vergi toplama sistemine benzer uygulamalara geçmesi, de facto (fiili) bir yönetim yapılanmasının temellerini atmış durumda. Buna karşılık, Hartum merkezli Sudan ordusu ülkenin doğusunda hâkimiyetini koruyor ve başkent çevresinde savunma hattını güçlendiriyor. Bu tablo, Libya’daki doğu-batı bölünmesini andıran bir yapının Sudan’da da şekillenmeye başladığını gösteriyor.
Uzmanlara göre, Darfur’un HDK kontrolünde kalması halinde ülke, iki ayrı siyasi ve ekonomik merkez etrafında yapılanabilir:
Bu bölünme, Sudan’ın iç savaşını bölgesel bir istikrarsızlık krizine dönüştürme riski taşıyor. Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Güney Sudan gibi sınır ülkeleri; etnik, ticari ve güvenlik bağlantıları nedeniyle doğrudan etkilenme potansiyeline sahip. Özellikle Çad sınırına uzanan koridorun HDK’nın eline geçmesi, hem silah hem de milis akışını hızlandırarak bölgedeki çatışma ekonomisini derinleştirebilir.
Uluslararası gözlemciler, El Faşir’in düşüşünün ardından Sudan’ın “tek devlet” yapısının sürdürülebilmesi için derhal uluslararası arabuluculuk ve kapsamlı bir ateşkes mekanizması kurulması gerektiğini vurguluyor. Aksi halde, Sudan iki otoriteye bölünmüş, uzun süreli bir iç savaş sarmalına sürüklenebilir.
Sonuç olarak, El Faşir’deki gelişmeler yalnızca bir askeri bir başarı ya da kayıp değil; Sudan’ın siyasal geleceğini belirleyecek jeopolitik bir dönüm noktası olarak görülüyor.