News-1

Afrika

Faşir'de Vahşet: HDK Katliamları ve BAE Desteği Gün Yüzüne Çıkıyor

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) Faşir’de gerçekleştirdiği katliamlar uluslararası tepki toplarken, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) milislere sağladığı silah desteği ve İngiltere yapımı askeri teçhizatın bölgeye ulaştığı ortaya çıktı.

Eklenme: 29.10.2025 10:42:33
Bu Haberi
Paylaş

Sudan’da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında 30 ayı aşkın süredir devam eden çatışmalar, Kuzey Darfur’un merkezi Faşir’de yoğunlaştı. HDK, kentin kontrolünü ele geçirdiğini öne sürerken, bölgedeki sivil kaynaklar ve sivil toplum kuruluşları bunun ağır bir bedelle gerçekleştiğini bildiriyor.

Sudan Doktorlar Ağı, HDK’nin Faşir’de “vahşi bir katliam” gerçekleştirdiğini, sivillerin etnik kimlikleri nedeniyle hedef alındığını ve hastanelerle sağlık merkezlerinin yağmalandığını açıkladı. Ölü sayısının onlarca kişiyi aştığı, güvenlik kaosu nedeniyle yardım ekiplerinin bölgeye ulaşamadığı bildiriliyor.

SİVİLLERE YÖNELİK SALDIRILAR VE ELLERİ KANLI KUŞATMA

HDK’nin yalnızca Faşir’de değil, Kuzey Kurdufan eyaletinin Bara kentinde de sivilleri öldürdüğü iddia ediliyor. Sudan Doktorlar Ağı’na göre, HDK birlikleri 9’u kadın 47 kişiyi “ordu mensubu oldukları” gerekçesiyle evlerinde infaz etti.

Acil Durum Avukatları Heyeti, Bara’da yüzlerce sivilin öldürüldüğünü, çok sayıda kişinin kaçırıldığını, kamu ve özel mülklere yönelik geniş çaplı yağma gerçekleştirildiğini aktardı. Kentte iletişim ve internet ağlarının tamamen kesildiği bildirildi.

BM: HDK’DEN VAHŞET VE ETNİK TEMİZLİK RAPORLARI GELİYOR

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi, Faşir ve Bara şehirlerinde HDK’nin “yargısız infazlar ve etnik temelli saldırılar” gerçekleştirdiğine dair çok sayıda kanıt toplandığını açıkladı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, “Durum son derece tehlikeli. HDK sivillerin korunmasını ve insani yardımların geçişini garanti altına almak zorunda” dedi.

BM kaynakları, kadınlara yönelik cinsel şiddet vakalarının arttığını, gıda tedarik yollarının kesilmesi nedeniyle açlığın “savaş silahı” olarak kullanıldığını vurguladı.

ULUSLARARASI TOPLUMDAN KINAMA

Faşir’deki saldırılar, Arap dünyasında da tepkiyle karşılandı. Suudi Arabistan, Katar ve Mısır, HDK’nin sivillere yönelik eylemlerini “ağır insani ihlaller” olarak niteledi. Arap Birliği, kentteki “korkunç suçların” derhal son bulmasını ve ateşkes ilan edilmesini talep etti.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ise HDK’nin “uluslararası hukuku ihlal eden paralı milisler” olduğunu belirterek, “Faşir’de işlenen suçların hesabını soracağız.” ifadelerini kullandı.

BAE’NİN GÖLGESİNDE BİR SAVAŞ

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunulan belgelerde, HDK’nin İngiltere yapımı askeri ekipmanlar kullandığı tespit edildi. Bu teçhizatın, Birleşik Arap Emirlikleri üzerinden milislere ulaştırıldığı belgelendi.

İngiltere’de üretilen zırhlı araç motorları ve hedefleme sistemlerinin HDK mevzilerinde ele geçirildiği belirtildi. BAE’nin İngiliz üretimi Nimr Ajban tipi zırhlı araçları Sudan’a sevk ettiği, bu araçların daha önce Libya ve Yemen’de de yasa dışı biçimde kullanıldığı kaydedildi.

BAE, iddiaları reddetse de, BM uzmanları bu ülkenin ambargo altındaki bölgelere yıllardır silah aktardığını defalarca belgeledi.

İNGİLTERE’DEN GELEN SİLAHLAR HDK’NİN ELİNDE

The Guardian’ın haberine göre, BM’ye sunulan iki dosyada İngiltere menşeli askeri malzemelerin Sudan’daki çatışma bölgelerinde bulunduğu kanıtlandı. Dosyalar, BAE’nin HDK’ya sistematik silah desteği sağladığını ortaya koyuyor.

Uzmanlar, İngiltere’nin BAE’ye yaptığı silah ihracatının Sudan’daki yıkıcı savaşı dolaylı biçimde körüklediğini belirtiyor. İngiliz hükümeti ise “ihracat kontrollerinin en sıkı şekilde uygulandığını” savunuyor.

Sudan diasporası ve insan hakları örgütleri, “İngiliz silahlarının Sudanlı sivillerin ölümünde payı varsa, bu derhal soruşturulmalı” çağrısında bulundu.

ÜÇÜNCÜ YILINA GİREN SAVAŞTA İNSANİ FELAKET

Sudan’daki savaş üçüncü yılına girdi. Şimdiye kadar en az 150 bin kişi hayatını kaybetti, 12 milyon kişi evlerinden oldu ve 25 milyon insan açlıkla karşı karşıya.

Savaşan taraflar, sivillere yönelik saldırılar ve savaş suçlarıyla suçlanıyor. Ancak Faşir’deki son gelişmeler, çatışmanın yalnızca askeri değil, aynı zamanda etik ve insani bir krize dönüştüğünü gösteriyor.