İsrail ordusuna veri altyapısı sağlayan Google Cloud, şimdi Türkiye’de hiper ölçekli bulut merkezi kuruyor. Uzmanlar, anlaşmanın “veri güvenliği ve bağımsızlık” açısından riskler taşıdığı görüşünde.
Eklenme: 13.11.2025 11:09:43 | Güncelleme: 13.11.2025 11:22:52Türkiye’nin dijital altyapısını güçlendirmek amacıyla duyurulan Turkcell – Google Cloud ortaklığı, teknoloji dünyasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak lanse edildi. Ancak Google’ın daha önce İsrail ordusu ve hükümetiyle yürüttüğü “Nimbus Projesi” nedeniyle, bu işbirliği bazı çevrelerce “tehlikeli” olarak değerlendiriliyor.
Nisan 2021’de imzalanan Project Nimbus, İsrail Maliye Bakanlığı tarafından “devletin dijital dönüşümünü sağlayacak en büyük ihale” olarak tanımlanmıştı.
Yaklaşık 1,2 milyar dolarlık bu anlaşma kapsamında Google ve Amazon, işgalci İsrail devleti için kapsamlı bir bulut sistemi inşa etti.
Söz konusu sistem, ordu ve güvenlik birimlerinin verilerini, devletin dijital altyapısını, hatta sokak ve İHA kameralarından gelen canlı görüntüleri tek merkezde toplayıp analiz edebiliyor.
Google çalışanlarının büyük kısmı, projenin askeri operasyonlarda kullanılabileceği gerekçesiyle şirkete itiraz etmiş, ancak yönetim sözleşmeyi sürdürmüştü.
Sızdırılan belgeler, şirketin sözleşme şartları gereği hizmeti durduramayacağını ve İsrail güvenlik kurumlarının veriye özel erişim ayrıcalıkları bulunduğunu ortaya koymuştu.

Google Cloud şimdi benzer bir yapıyı Türkiye’de kurmak üzere harekete geçti. Şirketin Üst Yöneticisi Thomas Kurian, Turkcell ile yapılan stratejik anlaşma kapsamında “hiper ölçekli bir bulut bölgesi” kurulacağını açıkladı.
Kurian, bu merkezin “tüm bulut hizmetlerini Türkiye’ye getireceğini”, “Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalacağını” ve “dijital dönüşüme ivme kazandıracağını” belirtti. Turkcell Genel Müdürü Ali Taha Koç ise ortaklık kapsamında 1 milyar dolarlık yatırım planlandığını söyledi.
Ancak uzmanlara göre, Google Cloud’un küresel ağı 42 ülkede birbirine bağlı sunuculardan oluştuğu için “verinin Türkiye sınırlarında kalacağı” iddiası teknik olarak tam güvence sağlamıyor.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, kısa süre önce Kudüs’te düzenlenen bir toplantıda yaptığı konuşmada ülkesinin küresel teknoloji alanındaki etkisini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
"Bugün elinizde tuttuğunuz telefonlar aslında İsrail’in bir parçası. Çeri domates yiyor musunuz? Nerede üretildiğini biliyor musunuz? Tam burada."
Netanyahu, “İsrail’i boykot etmeye çalışanların aslında kendi yaşam alanlarını hedef aldığını” söyleyerek ülkesinin teknoloji, ilaç ve güvenlik alanlarında küresel sistemin ayrılmaz parçası olduğunu öne sürdü. Bu açıklama, İsrail’in teknolojik bağımlılığı bir siyasi güç aracına dönüştürdüğü yönünde yorumlandı.

Siber güvenlik uzmanları, büyük teknoloji şirketlerinin devletlerle yaptığı bu tür bulut anlaşmalarının, veri egemenliği ve mahremiyet açısından stratejik sonuçlar doğurduğunu belirtiyor. Nimbus örneğinde olduğu gibi, yapay zeka sistemlerinin yüz tanıma, nüfus hareketi takibi ve tahmine dayalı güvenlik analizleri için kullanılması, sivil verinin gözetim aracı haline gelme riskini doğuruyor.
Türkiye’de kurulacak altyapının da benzer teknolojik bileşenleri barındırması, gelecekte kamu verilerinin kontrolü konusunda soru işaretleri yaratıyor.

Google Cloud’un İsrail’le yürüttüğü Nimbus Projesi’nin “güvenlik eksenli” yapısı, Türkiye’de atılan bu yeni adımın da titizlikle incelenmesi gerektiğini gösteriyor. Uzmanlar, Turkcell – Google Cloud ortaklığının teknolojik ilerleme kadar veri bağımlılığı riski de taşıdığı görüşünde.
İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “elinizdeki telefonlar bile İsrail’in bir parçası” sözleri, dijital çağda bağımsızlığın sadece altyapı yatırımıyla değil, veri denetimi ve etik sınırlarla da ölçülmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor.