ABD’nin hazırladığı yeni plan, Gazze’nin küçük bir bölümünü uluslararası askerlerle “yeşil bölge” yaparken, milyonlarca Filistinlinin harabe halindeki “kırmızı bölgede” bırakılmasını öngörüyor.
Eklenme: 17.11.2025 11:55:25ABD’nin Gazze için üzerinde çalıştığı askeri plan, bölgenin ikiye bölünmesini ve Filistin halkının yeniden inşa sürecinin dışında bırakılmasını öngören ağır bir tablo ortaya koyuyor. The Guardian’ın ortaya çıkardığı belgelere göre, Gazze’nin doğusunda İsrail ordusu ve yabancı askerlerin ortak kontrolünde bir “yeşil bölge” oluşturulacak. Filistinlilerin neredeyse tamamının yaşadığı alan ise “kırmızı bölge” olarak tanımlanacak ve burada kapsamlı bir yeniden yapılanma hedeflenmiyor.
Filistinlilerin iradesi ve yerel yönetimin yok sayıldığı bu plan, Gazze’nin geleceğine dair uluslararası müdahalenin derinleştiğini gösteriyor.

ABD’nin haftalar boyunca savunduğu, Filistinlileri çitlerle çevrili “alternatif güvenli topluluklara” yerleştirme planı, yoğun tepkiler üzerine bu hafta iptal edildi. Birçok insani yardım kuruluşu, bu planın Filistinlileri kendi topraklarında yerinden edilen kapalı bir nüfusa dönüştüreceği uyarısında bulunmuştu.
Buna rağmen uluslararası plana dair yeni taslaklar hızla değişiyor ve hiçbir aşamada Filistin toplumunun söz hakkı bulunmuyor.
ABD’nin öncülüğünde kurulması hedeflenen uluslararası istikrar gücü (ISF), Gazze’deki kontrolü daha da küreselleştirmeyi amaçlıyor. Ancak bu plan, Filistin halkı açısından riskli bir tablo yaratıyor. Zira taslak, yabancı askerlerin İsrail’le uyumlu şekilde çalışmasını ve Gazze’de yeni bir askeri varlığın kökleşmesini öngörüyor.
Avrupa ülkelerinin çoğu Gazze’ye asker göndermeye yanaşmazken, yalnızca İtalya sınırlı katkıyı değerlendireceğini belirtti. Ürdün ise siyasi ve toplumsal riskler nedeniyle kesin şekilde reddetti.

Planın detaylarına göre uluslararası güçler yalnızca “yeşil bölgede” konuşlanacak. Filistinlilerin yaşadığı kırmızı bölge ise büyük ölçüde kendi haline bırakılacak. Bu yaklaşım, iki yıldır ağır bombardıman altında yaşayan ve altyapısı tamamen çöken Gazze’nin büyük kısmının harabe olarak kalması anlamına geliyor.
Hamas’ın kontrol ettiği alanlara girilmeyeceği belirtilirken, yabancı askerlerin İsrail kontrol noktalarında görev alması da ihtimaller arasında yer alıyor. Bu durum, Filistinli sivillerin yeni bir askeri baskı düzeniyle karşı karşıya kalabileceği yönünde endişeleri artırıyor.
Gazze’de iki yıl süren yıkıcı savaşın ardından bölgedeki yapıların yüzde 80’den fazlası kullanılamaz hale geldi. Buna rağmen İsrail, ateşkese rağmen insani yardımları ciddi şekilde sınırlamayı sürdürüyor. Barınma malzemelerinden içme suyuna kadar temel ihtiyaçlara erişim büyük ölçüde engelleniyor.
Bugün 2 milyonu aşkın Filistinli, Gazze’nin yalnızca yarısından azını oluşturan dar bir kıyı şeridinde yaşamak zorunda bırakılıyor. Yaklaşık 1,5 milyon kişi acil barınma malzemesi bekliyor.
ABD’nin planı ise yeniden inşa sürecinin Filistinlilerin yoğun yaşadığı bölgelerde değil, uluslararası askerlerin koruması altındaki sınırlı bir alanda başlamasını hedefliyor. Bu model, Filistinlilerin toprakları üzerindeki kontrolünü zayıflatan uzun vadeli bir bölünme riski taşıyor.

ABD’nin ve İsrail’in şekillendirdiği yeni Gazze modeli, Filistinlilerin yaşam alanlarının daralmasına, yeniden inşa sürecinden dışlanmasına ve topraklarının fiilen bölünmesine yol açıyor. Uluslararası aktörlerin katkısı belirsizliğini korurken, Gazze halkı ağır yıkımın ardından hâlâ en temel ihtiyaçlarına bile ulaşmakta zorlanıyor.
Planın bu haliyle uygulanması, Filistinlilerin kendi geleceklerini belirleme hakkını daha da zayıflatıyor ve bölgede yeni bir insani krizin zeminini hazırlıyor.
