ABD Büyükelçisi Tom Barrack’ın Fener Rum Patriği Bartholomeos’la yaptığı görüşme ve 2026 takvimine dair açıklamaları, Heybeliada Ruhban Okulu tartışmasını yeniden dış baskı eksenine taşıdı. Türkiye’nin egemenlik alanına yönelik yönlendirme çabaları Ankara’da tepki çekiyor.
Eklenme: 02.12.2025 10:06:39 | Güncelleme: 02.12.2025 15:44:43ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack, geçtiğimiz Perşembe günü Fener Rum Patriği Bartholomeos ile bir araya geldi. Görüşmeye Amerikan Başpiskoposu Elfidoforos’un da katılması, ABD tarafının konuyu kurumsal bir gündeme dönüştürdüğünü ortaya koydu.
Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması, toplantının ana başlığıydı. Barrack’ın daha önce “ABD’nin hedefi okulun Eylül 2026’da açılmasıdır” sözleri hatırlandığında, Washington’un sürece tarihlendirme yapma eğiliminin devam ettiği görülüyor.
Amerikan tarafı, Ruhban Okulu’nun açılış sürecini “dini özgürlüklerin güçlendirilmesi” ve “Ekümenik Patrikhanenin kurumsal muhatap olarak tanınması” perspektifiyle ele alıyor. Barrack görüşmede, ABD Başkanı Donald Trump’ın bu konudaki duruşunu yinelediğini ve süreç hakkında düzenli bilgilendirilmek istediğini söyledi.
Bu yaklaşım, ABD’nin Türkiye’nin iç hukukuna ve azınlık statülerine ilişkin konularda pozisyon alma eğilimini yeniden gündeme getiriyor.

Barrack ayrıca görüşmede “Türk tarafının ortaya koyduğu hukuki çerçevede korunması gereken dengenin kritik olduğunu” ifade etti. Bu söz, Türkiye’de “ABD’nin bir iç düzenleme hakkında Türkiye’ye nasıl bir denge hatırlatması oluyor?” sorularına yol açtı.
Türkiye’nin egemenlik haklarına göre eğitim kurumlarının statüsü, dini yapılar konusunda hukuki düzenlemeler ve bu yapıların işleyişi tamamen Türk yönetiminin tasarrufundadır.
Fener Rum Patriği Bartholomeos’un Ruhban Okulu’nu “uluslararası nüfuza sahip bir merkez” olarak tanımlaması, Atina’nın yıllardır Doğu Akdeniz’de yürüttüğü kültürel nüfuz politikasının bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Türkiye’de uzmanlar, bu tür ifadelerin Yunanistan’ın Heybeliada üzerinden uluslararası bir statü yaratma arzusunu gösterdiğini belirtiyor.

Heybeliada Ruhban Okulu’nun yeniden açılması teknik, hukuki ve siyasi boyutları olan bir konu olsa da nihai karar yalnızca Türkiye’ye aittir.
ABD’nin süreç hakkında takvim vermesi, Yunanistan’ın sembolik statü dayatmaları ve Patrikhane’nin uluslararası tanınırlık vurgusu, Türkiye’nin iç meselelerine dışarıdan yön çizme çabası olarak görülüyor.
Heybeliada meselesi Türkiye’nin kendi egemenlik alanıdır ve herhangi bir ülke ya da kurumun bu konuda pozisyon belirlemesi diplomatik nezaket sınırlarını aşmaktadır.