News-1

Sıcak Bölgeler

ABD'den Irak'a İsrail Tehdidi: "Size Saldırabilirler"

ABD’nin Irak’a ilettiği “İsrail saldırabilir” uyarısı, Washington’ın Tel Aviv’in saldırgan politikalarına verdiği desteği bir kez daha gözler önüne sererek bölgeyi yeni bir çatışma eşiğine sürüklüyor.

Eklenme: 02.12.2025 15:15:55 | Güncelleme: 02.12.2025 15:49:39
Bu Haberi
Paylaş

Suudi Arabistan merkezli Al Hadath’ın aktardığı bilgilere göre, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Bağdat’a gönderdiği mesaj, Washington’ın Tel Aviv’e koşulsuz desteğinin yeni bir örneğini ortaya koydu. Barrack’ın, İsrail’in olası operasyonlarına karşı Irak’ı “hedef olabilirsiniz” şeklinde uyarması, Orta Doğu’da gerilimi daha da tırmandırdı.

İSRAİL SALDIRGANLIĞINA AÇIK DESTEK

Barrack’ın Iraklı yetkililere, ülke içindeki İran destekli milislerin Hizbullah saldırılarına müdahil olması durumunda İsrail’in Irak topraklarını vurabileceğini söylemesi, bir devletin egemenliğinin ABD eliyle tehdit edilmesi anlamına geldi. Bu yaklaşım, barışı koruma söylemleriyle hareket eden Washington’ın, pratikte İsrail’in agresif politikalarını teşvik ettiğini bir kez daha gösterdi.

LÜBNAN OPERASYONLARININ SÜRECEĞİ MESAJI

Barrack, Irak’a verdiği mesajda İsrail’in Lübnan’daki saldırılarının Hizbullah tamamen silahsızlandırılana kadar devam edeceğini iletti. Böylece bölgede yıllara yayılabilecek, istikrarsızlığı artırabilecek geniş çaplı bir savaş ihtimalinin ABD tarafından normalleştirildiği ortaya çıktı.

ABD-İSRAİL EKSENİNDE YENİ BASKI POLİTİKASI

Bu açıklamanın, yaklaşık bir ay önce İsrail’in Kuzey Komutanlığı tarafından yayımlanan ve “Irak’tan artan tehditlere” dikkat çeken raporların ardından gelmesi dikkat çekti. Zamanlama, ABD ve İsrail’in bölge ülkeleri üzerinde baskıyı artırmaya yönelik koordineli bir strateji izlediği yorumlarını güçlendirdi.

BÖLGEYİ KRİZE SÜRÜKLEYEN TEHLİKELİ TUTUM

ABD’nin arabuluculuk rolünü terk ederek İsrail’in saldırganlığını destekleyen bir çizgiye yerleşmesi, bölgeyi daha kırılgan ve tehlikeli bir noktaya sürüklüyor. Diplomatik çözüm yerine tehdit dilini tercih eden bu yaklaşım, yalnızca Irak için değil tüm Orta Doğu için yeni çatışmaların ve insani krizlerin kapısını aralayabilir.