İsrail işgal rejimine bağlı COGAT, Gazze’nin dünyaya açılan tek kapısı olan Refah Sınır Kapısı’nın ateşkes süreci kapsamında yalnızca Gazze’den Mısır’a çıkışlar için açılacağını duyurdu. Kapının tek yönlü işlemesi, “Gazze’yi insansızlaştırma” ve Filistinlileri kalıcı sürgüne zorlama planlarının yeni bir halkası olarak yorumlanırken, Refah’tan Mısır’a geçen Gazzelilerin geri dönüş hakkına dair hiçbir garanti verilmemesi endişeleri büyütüyor.
Eklenme: 03.12.2025 15:35:33 | Güncelleme: 03.12.2025 16:19:12İsrail işgal rejiminin Gazze’deki sivil nüfusu dağıtmaya ve kuşatmayı kalıcılaştırmaya dönük adımlarına bir yenisi daha eklendi. İşgal rejiminin Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktivitelerini Koordinasyon Birimi (COGAT), ateşkes süreci kapsamında Gazze Şeridi’nin dış dünya ile tek bağlantı noktası olan Refah Sınır Kapısı’nın “önümüzdeki günlerde” sadece Gazze’den Mısır’a çıkışlar için açılacağını duyurdu.
Açıklamada, Gazze’ye geri dönmek isteyen Filistinlilerin akıbetine ilişkin hiçbir ifade yer almazken, sınır kapısının Avrupa Birliği’ne bağlı AB Sınır Yardım Misyonu (EUBAM) gözetiminde ve Mısır’la koordinasyon halinde işletileceği belirtildi.
Bu tek yönlü açılım, savaş boyunca “Gazzelilerin gönüllü göçünü teşvik etme” çağrıları yapan radikal Siyonist bakanların açıklamaları, Gazze’nin büyük bölümünün “buffer zone (tampon bölge)” adı altında boşaltılması ve işgal rejimi liderliğinin Gazze’yi parçalara ayırma planlarıyla birlikte değerlendirildiğinde, Gazze’yi insansızlaştırmaya dönük stratejinin somut bir parçası olarak görülüyor.

İsrail basınına yansıyan haberlere göre COGAT, “ateşkes anlaşması ve siyasi iradeden gelen talimatlar doğrultusunda” Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü olarak işletileceğini, yani Gazze’den Mısır’a çıkışlara izin verileceğini açıkladı.
Buna göre;
Refah Sınır Kapısı, Gazze’den ayrılmak isteyen Filistinlilerin Mısır’a geçişi için açılacak.
Her geçiş, işgal rejiminin “güvenlik onayı”na tabi olacak ve Mısır makamlarıyla koordinasyon içinde yürütülecek.
Sınırın Filistin tarafında AB’ye bağlı AB Sınır Yardım Misyonu’nun (EUBAM Refah) görev yapacağı, bu misyonun “tarafsız üçüncü taraf” olarak geçişleri izleyeceği bildirildi.

COGAT’ın duyurusunda, Gazze’ye dönmek isteyen Filistinlilerin geçişine izin verilip verilmeyeceğine dair herhangi bir ifade yer almadı. Bu suskunluk, Refah’ın fiilen “tek yönlü tahliye koridoru”na dönüştürüleceği kuşkusunu güçlendiriyor.
Açıklamaya göre Refah’taki geçişler, işgal rejimi, Mısır ve AB misyonu arasında kurulacak üçlü koordinasyonla işleyecek.
AB’nin 2005’te kurulan ve zaman zaman askıya alınan EUBAM Refah misyonu, son ateşkes süreciyle birlikte yeniden devreye alınıyor.
Misyonun görünürdeki hedefleri;
Ancak sahadaki gerçeklikte, işgal rejiminin Gazze üzerindeki tam askerî kontrolü, Refah’ın Filistinliler açısından hâlâ işgal koşullarında bir “sınır kapısı” olduğunu gösteriyor. Gazze tarafı 2024’teki Refah saldırısıyla fiilen işgal güçlerinin kontrolüne geçmiş, Mısır da buna tepki olarak kapıyı kapatmıştı.

Refah Kapısı’nın sadece çıkış yönünde açılması, tek başına teknik bir düzenleme değil; işgal rejiminin Gazze’yi olabildiğince boşaltma stratejisinin yeni bir ayağı olarak okunuyor.

Bu değerlendirme, son iki yılda ortaya çıkan şu somut gelişmelere dayanıyor;
İsrail işgal rejiminin radikal Finans Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’deki Filistinlilerin “gönüllü göçe teşvik edilmesi” gerektiğini, nüfusun önemli bir kısmının başka ülkelere gönderilmesinin “doğru çözüm” olacağını açıkça savundu.
Çok sayıda bakan ve koalisyon milletvekilinin katıldığı toplantılarda, Gazze’ye Yahudi yerleşimlerinin yeniden kurulması ve Filistinlilerin “gönüllü göç” adı altında ülkeden çıkarılması dile getirildi. İnsan hakları örgütleri bu planları açıkça “etnik temizlik” olarak niteledi.
Çeşitli saha raporlarına göre Gazze’nin önemli bir kısmı, ağır bombardıman ve zorunlu tahliye emirleriyle tamamen boşaltılmış “güvenlik kuşağı”na çevrildi; bazı çalışmalar, toprakların yüzde 35–66’sının fiilen sivil yerleşime kapatıldığını aktarıyor.
İşgal rejimi Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze’de yeni askerî koridorlar inşa ederek Gazze’yi fiilen parçalara ayırma, geniş “askerî hatlar” ve yeni “koridorlar” oluşturma planlarını kamuoyunda açıkça dile getirdi. Bu açıklamalar, kalıcı bir yeniden dizayn ve nüfus mühendisliği niyetine işaret ediyor.
Bu tablo, Refah Sınır Kapısı’nın iki yönlü, kontrollü ve insani geçişi sağlayan bir kapı olmaktan çıkıp, Gazzelilerin “gidişinin teşvik edildiği”, dönüşlerinin ise belirsiz bırakıldığı bir sürgün hattına dönüştürüldüğü yönündeki kaygıları güçlendiriyor.
COGAT’ın son duyurusunda, Refah üzerinden Mısır’a geçecek Filistinlilerin Gazze’ye geri dönüş hakları konusunda hiçbir güvence yer almıyor. Bu, özellikle savaşın ilk dönemlerinde yaralı, hasta veya pasaport sahibi olduğu için Refah üzerinden Mısır’a çıkmak zorunda kalan binlerce Gazzeli için kritik bir soru.
Geçmiş aylarda sınırlı bazı adımlar atılmış olsa da bunlar son derece kısıtlı ve istisnai kaldı.
Ekim 2025’te, işgal rejimine yakın kaynaklar ve bazı resmî açıklamalar, savaş başladığından bu yana ilk kez Mısır’da bulunan bazı Gazze sakinlerinin Refah üzerinden geri dönüşüne “belli mekanizmalar ve güvenlik onayı çerçevesinde” izin verileceğini duyurdu.
Ancak bu uygulama, hem sayı hem de kriterler bakımından son derece sınırlı kaldı; geniş kitleleri kapsayan, şeffaf ve kalıcı bir “geri dönüş hakkı”na dönüşmedi.
Bugün yapılan tek yönlü açılış duyurusunda ise Gazze’ye geri dönüşe dair hiçbir net ifade olmaması, Refah’tan ayrılacak Gazzelilerin fiilen “sürgün” riskiyle karşı karşıya bırakıldığı yönündeki yaklaşımları güçlendiriyor.

2023–2025 arasındaki dönemde Refah’tan Mısır’a geçen Gazzelilerin büyük çoğunluğu için serbest ve düzenli bir geri dönüş mekanizması yoktu. Ara ara, hasta ve yaralıların veya belli listelere giren kişilerin dönüşüne dair sınırlı ve kapalı kapılar ardında yürütülen koordinasyonlar yapıldı.
Son açıklamada, Refah’ın sadece çıkış yönünde açılacağı; Gazze’ye dönmek isteyenlerin geçişine dair ise hiçbir net taahhüt verilmedi. Bu durum, yeni kararın Gazzelilerin geri dönüşünü değil, Gazze’den çıkışını kolaylaştıran ve Gazze’yi kademeli olarak insansızlaştırma hedefiyle uyumlu bir adım olduğu yönündeki değerlendirmeleri güçlendiriyor.