News-1

Dosya

ABD’nin “Barış Masası” Stratejisi: Barış mı, Küresel Bağımlılık Düzeni mi?

ABD’nin farklı kriz bölgelerinde yürüttüğü barış girişimlerinin arka planında çatışmaları durdurmaktan çok jeopolitik avantaj elde etme, enerji ve maden kaynaklarına erişimi güvenceye alma ve ülkeleri Washington merkezli bir bağımlılık sistemine çekme stratejisinin bulunduğu değerlendiriliyor.

Eklenme: 05.12.2025 15:01:53 | Güncelleme: 05.12.2025 18:00:59
Bu Haberi
Paylaş

Dünya genelinde çatışma bölgelerinde “barış masası” kurma iddiasıyla devreye giren ABD, sahadaki diplomatik hamleleriyle dikkat çekiyor. Ancak uzmanlara göre Washington’ın bu süreçlerdeki temel motivasyonu, barışı tesis etmekten çok jeopolitik nüfuzunu genişletmek, enerji ve maden kaynaklarına erişimi garanti altına almak ve bölge ülkelerini kendi eksenine bağımlı kılmak. Azerbaycan’dan Güney Asya’ya, Mekong havzasından Afrika’nın kritik maden bölgelerine ve Ortadoğu’ya uzanan geniş coğrafyada aynı stratejik çizgi göze çarpıyor: Barış söylemi, çoğu zaman ABD çıkarlarını güçlendiren bir kaldıraç görevi görüyor.

AZERBAYCAN – ERMENİSTAN’DA ENERJİ KORİDORLARINI YENİDEN DİZAYN ETME ÇABASI

ABD, Ermenistan-Azerbaycan arasındaki barış sürecine diplomatik arabuluculuk ve enerji altyapısına yönelik teknik destek teklifleriyle dahil oldu. Bu girişimlerin temelinde Kafkasya’yı Rusya ve İran etkisinden uzaklaştırarak Batı-Türkiye eksenli enerji koridorlarını güçlendirme hedefi bulunuyor. Washington’ın amacı, bölgenin siyasi dengesini kendi çıkarlarına uygun şekilde yeniden şekillendirmek ve Avrupa’ya uzanan hatlar üzerindeki nüfuzunu artırmak.

PAKİSTAN – HİNDİSTAN DOSYASINDA ÇİN’İ KUŞATMA STRATEJİSİ

Güney Asya’da ABD’nin barış söylemi, gerçekte Çin’i çevreleme politikasının bir parçası olarak öne çıkıyor. Washington, Hindistan ile savunma ve teknoloji alanlarında yakınlaşarak ülkeyi Çin’e karşı bölgesel denge unsuru hâline getirmeye çalışıyor. Pakistan tarafında ise yardımların şartlandırılması ve siyasi baskının artırılması hedefleniyor. Böylece ABD, hem Çin-Pakistan işbirliğini zayıflatmayı hem de Güney Asya’daki güç dağılımını kontrol etmeyi amaçlıyor.

TAYLANDKAMBOÇYA’DA MEKONG HAVZASI ÜZERİNDEN ETKİ MÜCADELESİ

Güneydoğu Asya’da Washington, Mekong bölgesini stratejik bir rekabet alanı olarak görüyor. Tayland ve Kamboçya gibi ülkelerde ekonomik programlar, kalkınma projeleri ve bazı hedefli yaptırımlarla Çin’in altyapı ve yatırım hâkimiyetini kırmaya çalışıyor. ABD’nin barış mesajları, daha çok bölge ülkelerini Amerikan odaklı ekonomik ve güvenlik ağlarına entegre etme isteğinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.

KONGO – RUANDA HATTINDA MADEN REZERVLERİNE ERİŞİM YARIŞI

Kongo ile Ruanda arasındaki gerilimde ABD’nin arabuluculuk çabalarının merkezinde, bölgenin kritik maden kaynakları bulunuyor. Kobalt, koltan ve nadir toprak elementleri, elektrikli araçlar ve yüksek teknoloji için büyük önem taşıyor. Washington, barış sürecini ABD şirketlerinin bu rezervlere daha rahat ulaşabileceği anlaşmalarla eşleştirmeye çalışıyor. Böylece Çin’in Afrika’daki madencilik hâkimiyetini kırmak hedefleniyor.

GAZZE – İSRAİL ÇİZGİSİNDE BÖLGESEL GÜVENLİK MİMARİSİ

Ortadoğu’da ABD’nin barış girişimleri, İsrail merkezli bir güvenlik düzeni kurma stratejisiyle bağlantılı. Trump döneminde Körfez ülkeleriyle İsrail arasındaki normalleşme süreçleri desteklenerek bölgeyi İran karşıtı bir blok hâline getirme planı öne çıktı. Gazze meselesinde ise Washington’ın “istikrar” söylemi, pratikte İsrail’in güvenlik taleplerine uygun bir düzen inşa etmeyi amaçlıyor. Bu yaklaşım, bölge ülkelerini ABD’nin siyasi ve ekonomik eksenine daha sıkı bağlayan bir mimariyi beraberinde getiriyor.

ABD’NİN BARIŞ SÖYLEMİ Mİ, JEOPOLİTİK BAĞIMLILIK SİSTEMİ Mİ?

Farklı coğrafyalarda benzer örüntüler dikkat çekiyor: ABD, barış masalarını çoğu zaman enerji hatları, stratejik mineraller, güvenlik anlaşmaları ve bölgesel nüfuz mücadelesi için bir araç olarak kullanıyor. Bu nedenle Washington’ın barış girişimleri, tarafları ABD çıkarlarına uyumlu bir düzene entegre eden ve ekonomik-siyasi bağımlılığı güçlendiren bir stratejinin parçası olarak değerlendiriliyor.