News-1

Gündem

Trump'tan Türkiye Açıklaması: Gazze'de Barış Gücü Olabilir

Trump yönetimi, uyuşturucuyla mücadele bahanesiyle Venezuela’da bir kıyı tesisinin vurulduğunu kabul ederken, Gazze’de Türkiye’nin olası barış gücü rolünü İsrail’le pazarlık konusu yaptı. Aynı açıklamalarda İran’a yönelik tehdit dili sertleşti, Suriye’nin geleceği ise İsrail’le “ortak anlayış” çerçevesinde ele alındı.

Eklenme: 30.12.2025 12:22
Bu Haberi
Paylaş

ABD Başkanı Donald Trump’ın son açıklamaları, Washington’un Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya uzanan saldırgan ve tek taraflı dış politikasını bir kez daha gözler önüne serdi. Venezuela kıyılarının vurulduğunun bizzat Trump tarafından kabul edilmesi, Gazze için “barış gücü” tartışmaları, İran’a açık tehditler ve Suriye konusunda İsrail’le kurulan ortak dil, ABD’nin küresel krizleri derinleştiren rolünü yeniden tartışmaya açtı.

VENEZUELA KIYILARINDA ABD SALDIRISI

Donald Trump, uyuşturucu kaçakçılığı iddiasıyla Venezuela’da bir kıyı tesisinin ABD tarafından hedef alındığını açıkça dile getirdi. Operasyonun nerede ve hangi kurum tarafından yapıldığını özellikle gizleyen Trump, “orası artık yok” ifadesiyle saldırının boyutunu övünerek anlattı. Washington’un, uluslararası hukuku hiçe sayarak başka bir ülkenin topraklarında askeri güç kullanması, ABD’nin “uyuşturucuyla mücadele” söylemini bir örtü olarak kullandığı yönündeki eleştirileri güçlendirdi. Daha önce uluslararası sularda yürütülen operasyonların kara hedeflerine taşınması, Venezuela’ya yönelik fiili bir saldırı sürecinin başladığı yorumlarına yol açtı.

GAZZE’DE BARIŞ DEĞİL GÜÇ DENGESİ HESABI

Trump’ın Gazze’ye ilişkin açıklamaları ise barıştan çok güç siyasetini yansıttı. Türk askerinin Gazze’de barış gücü olarak görev alması ihtimaline olumlu yaklaşır gibi görünen Trump, bu konunun Netanyahu ile görüşüleceğini vurguladı. 

Trump, Türk askerlerinin Gazze’ye konuşlandırılmasıyla ilgili bir soruya, "Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok iyi bir ilişkim var. Bu konuyu (Netanyahu ile) konuşacağız. Bence bu, iyi bir şey. Bu konuyu konuşacağız. Türkiye harika bir ülke." diye yanıt verdi.

Washington’un, Gazze’yi yeniden inşa söylemiyle eş zamanlı olarak Filistin direnişini hedef alan şartlar öne sürmesi, barış söyleminin samimiyetini sorgulatıyor.

İRAN’A AÇIK TEHDİT

Trump’ın İran’a yönelik sözleri ise diplomasi yerine tehdit dilinin tercih edildiğini gösterdi. İsrail’in olası bir saldırısına kapıyı açık bırakan Trump, İran’a “sonuçların çok ağır olacağı” mesajını verdi. ABD’nin İsrail’le birlikte bölgeyi sürekli savaş ihtimaliyle karşı karşıya bırakması, Ortadoğu’daki istikrarsızlığın başlıca nedenlerinden biri olarak değerlendiriliyor. İran’a yönelik bu söylem, Washington’un müzakere yerine baskıyı esas alan yaklaşımının sürdüğünü ortaya koydu.

SURİYE’NİN GELECEĞİ İSRAİL’LE MASADA

Suriye konusunda da Trump’ın çizdiği tablo dikkat çekici oldu. ABD Başkanı, Suriye’deki siyasi süreci överken, İsrail’le “ortak bir anlayışa” sahip olduklarını özellikle vurguladı. Suriye’nin geleceğinin, halkın iradesi yerine Washington-Tel Aviv hattında şekillendirilmek istenmesi, ABD ve İsrail’in bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda yeniden dizayn etme çabasının açık bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. Esed sonrası sürece dair yapılan açıklamalar, Suriye’nin egemenliğinin yine dış aktörlerin planlarına terk edildiği eleştirilerini beraberinde getirdi.

Trump’ın farklı coğrafyalara dair bu açıklamaları, ABD’nin küresel ölçekte çatışmaları yatıştıran değil, körükleyen bir aktör olmaya devam ettiğini bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail’le kurulan koşulsuz ittifak ve askeri güç vurgusu, barış ve hukuk söylemlerinin Washington için yalnızca birer araç olarak kullanıldığını ortaya koyuyor.